Geçtiğimiz gün, bir aday adayı ile sohbet ediyoruz..
Bence projeleri, anlattıkları mükemmel...
Ne yapacağını ve nasıl yapacağını da biliyor..
İkna ediyor, uygulandığı yerleri gösteriyor, başarıya ulaşma şansları konusunda da 'hem fikiriz'..
Ama bir konuda anlaşamadık..
İş döndü dolaştı meslek yaşamına döndü ve en çok güvendiği şeyin 'biyografisindeki afilli cümlelere geldi'..
İyi eğitim almış, iyi yerlerde çalışmış, uzmanlık alanları da güzel..
Buraya kadar hepsi tamam..
İyi ama bunların 'iyi bir belediye başkanlığı' yapacağıyla ne ilgisi var..
Benim cümlem şu oldu o da katıldı..
'O zaman bütün belediye başkanlıklarını profesörlerle dolduralım' olsun bitsin bu iş..
Atatürk bir askerdi..
Menderes, Demirel bir profesör değil.. Turgut Özal da..
Rahmetli Bülent Ecevit lise mezunuydu..
Başbakan Erdoğan'ın fahri doktoralığın ötesinde bir akademik kariyeri yok...
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ve diğer aday adayları da profesör değil..
Demek ki; eğitim şart ama halkla bütünleşmek, gerçekçi projeler ve 'iletişim' belediye başkanlığı için daha önemli..
İşte bir örnek daha..
Atakum'da MHP'nin müthiş bir yarışı var..
Son düzlüğe gelindiğinde ir de Profesör sahaya çıktı..
'Geç çıktım ondan yokum kamuoyunda' diye bir tez savunabilir..
Ama kamuoyu anketlerinde profesörlükle uzaktan yakından ilgisi olmayan Erkan Avcı ile Cemalettin Kola'nın daha önce çıktığı biliniyor..
Neden;
Çünkü Avcı ve Kola, halkın her yanında..
Seçim arabalarını belki de günde iki kez görüyorum..
Bir bakıyorum, merhaba diyen bir ses.. Oturduğumuz kafedeki müşterilerin ellerini sıkıyor..
Gazetelerde açıklamalar, projeler..
Kapıları çalıyorlar destek istiyorlar..
Sanki sadece MHP'nin adayları mı..
Mevcut Belediye Başkanı Metin Burma da akademisyen değil, mimar..
O da vatandaşın içinde.. Ve 20 yıllık bir belediye başkanlığına sahip..
Unvanı ile değil, seçmenin sevgisi ve tercihiyle başkanlık koltuğuna oturmuş..
AK Parti'nin adayları arasında da profesörler yok.. Genç pırıl pırıl isimler mevcut..
Hüseyin Dereli Avukat, İshak Taşçı mühendis, Adem Bektaş mimar, Turan Çakır ise eski Kurupelit Belediye Başkanı.. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye başkan vekili..
Terme'ye uzanın bakın orada da farklı bir durum var..
Öğretim üyesi Kozluk Belediye Başkanı Şenol Kul ile lise mezunu olan Fikret Oy, oldukça iyi bir çalışma yapıyor ve ikisinin ismi ön plana çıktı..
Ama orada bir de Veteriner Dekan'ının adı geçiyor..
Kamuoyunda var mı, yapın anket görün..
Yani 'akademik süslü biyografi' yeterli olmuyor..
İçinde halk olmayan hiç bir aday da tutmuyor..
O nedenle akademisyen unvanlarına güvenen aday adayları 'sadece ona güvenip yola çıkarsa', yanılırlar diye düşünüyorum..
Belediye Başkanlığı koltuğunda onlardan önce kimlerin oturduklarına baksalar daha iyi görecekler de..
Baktıklarında iş işten geçmiş oluyor..
Afilli özgeçmişiyle evine dönmek zorunda kalıyor..
Hatta 'aday olsa bile'...
Çünkü 'halk bildiği tanıdığı ve inandığına oy veriyor'..
Bunun en iyi örneklerinden biri Ladik'te Mehmet Karahan, Kavak'ta Şerif Ün, Atakum'da Metin Burma, İlkadım'da da Necaattin Demirtaş'tır..
Çünkü bu isimler AK Parti iktidarına rağmen seçmenin gönlüne girip, sandıktan çıkmayı başardılar.. Başkaları da var ama 'bu isimlerin' şimdi ki durumunda da ‘başarı durumu ortada ve zor rakipler'..
Bana göre en geçerli özgeçmiş 'seçmenle olan geçmişindir'..