Samsun'un doğalgaz işinin üstlenen SAMGAZ, kente ilk doğalgaz boru hatlarını döşerken, çok acemilikler yaptı; hatırlarsanız..
Neredeyse, iş makineleriyle kopardığı enerji hatları nedeniyle elektrik kesilmeyen semt kalmadı..
Kaç kez, bilgisayarımızın 'ışıkları küt diye söndü' hatırlamıyorum bile..
O zamanki adıyla yani özelleştirme öncesindeki TEDAŞ'ı elektrik kesintisinden arayanlar, bir çok kez şu sözle karşılaşmıştır;
"Bizden değil SAMGAZ'dan. Enerji hattımızı kopardılar. Ya da bilmem neredeki indiriciye giden hattı kesmişler"..
Bunu çok kez yaşadı Samsun ve Samsunlular..
Biz de bir kaç yıl önce Manşet Gazetesi'ni çıkarıyorduk, bilgisayarlarımız çökmüştü.. TEDAŞ'ı aradık, SAMGAZ hattı kesmiş demişlerdi.
Sonra rapor da tutmuşlar..
Nereden biliyorsunuz diyeceksiniz, maddi kayıplarım nedeniyle tazminat davası açmıştım SAMGAZ'a..
İlgili mahkeme ve bilirkişiler TEDAŞ'tan tutanak ve raporu istemişti.
Miktarı önemli değil, geçmiş zaman ama tazminat da kazanmıştım..
Şimdi SAMGAZ yine doğalgaz olmayan bölgere boru hattı çekmek için çalışıyor. Elbette o acemilikleri de üzerlerinden attılar..
Artık eskisi gibi elektrik kesintileri yaşamıyoruz..
Yani bilinçli çalışmayı da öğrendiler, tecrübelerle..
Ancak, gel gör ki Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve Fen İşleri Daire Başkanı Mustafa Yurt'a hak verme şimdi..
Biz yapıyoruz, onlar bozuyor diye 'alt yapı firmalarını eleştiriyordu sık sık'..
Biz de eleştirdik Başkan Yurt'u zaman zaman; İş yapmasınlar mı diye..
Şimdi Hasköy Mahallesi'ndeki kadınları ellerinde kürek, kazma, süpürge görünce, acıdım hallerine açıkçası..
Hangi çağda yaşıyoruz..
Çağdaş hizmet doğalgaz getireceğiz hem yolları kazıp, boru döşeyeceksin, sonra da 'bulduğun gibi' bırakmayacaksın..
Kadınlar sizin işçiniz mi.. Ya da belediye sizin bozduğunuzu yeniden yapmak zorunda mı?..
SAMGAZ eğer bu hizmetleri karşılığında boruyu döşeyip saati takıp, sonra da gazı verdikten sonra 'parasını alıyorsa', orada yaptığı çalışmayı da tamamlayacak..
Çağdaş bir kentin gereği budur ve böyle olmalıdır..
Sorumluluğunu bilmelidir..
Bu kurumsallığın gereğidir.. Kurumsallık sadece 'TEKEL' olmakla olmuyor..
Bana muhtaçlar, benden başka gaz alabilecekleri yer yok düşüncesiyle de olmuyor..
O kente verdiğin katkıyla oluyor..
Doğalgazı getirmek zaten işin olduğuna göre; öncelikle o hattı kimseyi rahatsız etmeden getireceksin..
Geçici rahatsızlığı, iş bitiminde sonlandıracaksın..
Hatta o da yetmez..
Bu kentten kazanıyorsan, bu kente 'kurumsal sosyal sorumluluk anlamında da' katkıda bulunacaksın..
Ben açıkçası SAMGAZ'ın bu kentten kazanırken, bu kente Kurumsal sosyal sorumluluk anlamında ne katkı verdiğini bilmiyorum..
Bir okul mu yaptırmışlar, yoksa yeşil çevre ve doğa dostu yakacak transferi yaptıkları için 'kendi konseptlerine uygun bir sorumluluğu mu üstlenmişler'..
Varsa bilelim, yazarız da..
Ama önce 'kadınları eline kazma kürek almak zorunda bırakmamalılar'..
Yok görev onların değil, belediyenin ise 'iş bitiminde ilgili kuruma başvurup, onarımı yaptırıp, çalışma alanını terk etmeliler..
SAMGAZ, ilçe belediyesine, ilçe belediyesi, Büyükşehire topu atacaksa; sonunda mahalleli de çıkar; "Sizin böyle olacaksa hizmetiniz olmaz olsun der" soluğu mahkemede alır..
Çıksın mahkemeden bir emsal karar 'bakın o yolu nasıl bozdularsa, öyle yapıp gitmiyorlar mı'..
Hangi kurum sorumluyla, 'kazma kürek koşmuyor mu'..
O mahallenin muhtarı olaya çıkmıyorsa, bu köşeden sesleniyorum o mahalleliye..
'Gelin bize, biz önderlik yaparız o açacağınız dava için'..
Metropol kent diyorsak, herkes gereklerine uyacak..
Uymayanı da 'yargı uyarlayacaktır' inanın..
'Ben yaptım oldu zihniyeti' bitti; yeter ki siz inanın..
Hakkınızı arayın..