Samsun ağlıyor.
Hem de öyle bir ağlıyor ki; çarpık yerleşimi önlemek için, Büyükşehir Samsun'da 'kentsel dönüşüm konutlarında' can veren minik bedenler için ağlıyor..
Elbette bu bir afet. Elbette böylesine bir yağış kimse beklemiyordu. Ve elbette, bu sonuçların olacağı 'tahmin bile edilebilse' oraya o konutlar yapılmayacaktı..
Ama o minik bedenlerin ölümü, o konutların oraya yapılması mı acaba?..
Sel felaketine evlerinde yakalanarak yaşamını yitirenler, ikinci, üçüncü katta oturanlar mı?..
Hayır.. TOKİ Konutları'nda yaşamını yitirenler, bodrum katta oturanlar.. Yani apartmanın görevlileriyle eşi ve çocukları..
İşte asıl suç burada, sanırım..
Orada onların oturmasına izin verenlerde.
Ve ne yazık ki; Samsun'da böylesine riskli belki binlerce konut bulunuyor. Can kaybı TOKİ Kuzey Yıldızı'nda olduğu için şimdi 'o bölgeyi konuşuyoruz' ama, ne yazık ki Samsun'u yönetenler, halen bodrum katlarda vatandaşların oturmasına izin veriyor..
Düne kadar böyleydi. Bundan sonra nasıl olacak hep birlikte göreceğiz..
Dün Samsun'da iktidar ve muhalefetten siyasiler vardı. Konuşmaları izledim; hepsinde afetin büyüklüğünden bahsediliyor..
Orman ve Su Bakanı Veysel Eroğlu, yağan yağmurun miktarından bahsetti. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, acımızın büyüklüğünden söz ederken, "Bu bir afettir" dedi.
Şehircilik ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar, halen elinde ÇED raporunun olduğunu ve TOKİ Konutları'nın doğru yerde yapıldığını, yer seçiminde yanlışlık olmadığını söyledi..
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, "Sorumlular görevden alınsın" dedi...
Olayın afet olduğunu kabul edelim ama 'TOKİ konutlarında ölenlerin' bodrum katlarda oturduklarını da unutmayalım..
Konutların dere yatağının hemen yanına yapıldığını da unutmayalım..
Yani bir bakıma 'hatalar zinciri birbirini takip etmiş'..
Riskli bir bölgede, bodrum katta konut olmasına izin verilmiş..
Şimdi elde bulunan imar raporları, ÇED raporları Mücahit'i, Bedirhan'ı ve diğer sel kurbanlarını geri getirebilir mi?..
Elbette getirmeyecek..
O zaman geriye şu kalıyor..
TOKİ Konutları'nda bodrum katlarda oturmayanlar hayatlarını kaybetmediklerine göre 'onların orada oturmasına ve bodrum kata oturum izni verenlerden' hesap sorulmalıdır..
Ayrıca dere yatağının hemen yanına Kuzey Yıldızı Konutları'nın yapılmasının riskleri olmasına rağmen ÇED raporu veren ve bunu onaylayanlar hakkında da soruşturma açılmalıdır..
Ve Samsun'un yetkililerine ve başta Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz olmak üzere tüm Belediye Başkanları'na bir hatırlatma yapılmalıdır..
Samsun'da riskli bulunan tüm bodrum katlar belirlenmeli ve gerekirse boşaltılmalıdır..
Kentsel dönüşüm sonucu altı kişi 'dönüşüm kurbanı oluyorsa' Samsun kendini sorgulamalı..
Mutlaka suçlu aramak gerekmiyor ama Çevre Bakanı Bayraktar'ın dediği gibi, "Suçlu varsa cezasını çekmeli".
Bayraktar diyor ya, "Ben dahi suçluysam cezalandırılmalıyım' diye..
İşte tam o noktadan başlanılmalı.. Bir dönem başında olduğu TOKİ'nin, o bölge için aldığı imar planı, ÇED raporu kim tarafından verilmiş ve kim tarafından incelenmişse, 'o suçlular ortaya çıkarılmalı'..
Bu arada bodrum katların bunca riskinden sonra acaba, Samsun'un merkez ilçeleri olan Atakum ve İlkadım dahil, acaba 'ne kadar riskli bodrum kat var' çıkarıldı mı, bir uyarı yapıldı mı merak etmiyor değilim..
Bunca yaşanandan sonra ders almadıysak, bunun adı artık 'akıl tutulması' olabilir..