Her geçen gün daha da yozlaşan günümüzün siyasetçilerini gördükçe, Samsun siyasetinde sol kimliği ile ödünsüz siyaset yapmış isimler aklıma geldi.
Şöyle geriye dönüp bakınca, kendisini bugün aramızda olmayan CHP’ ne adamış sanayici rahmetli Nuri Ceritoğlu, Dr. Cemal Altay, Dr. Hikmet Acuner ve iş insanı Süleyman Sırrı Soytoprak gibi parti üyeleri arasında ayırım yapmadıkları için tüm partililerin sevgisini kazanmış isimleri bulmak, artık imkânsız hale gelmiştir.
Ne yazık ki, son otuz-40 yıl içinde görev alan genel başkanlar ile onlara biat etmiş ekiplerin, kendi konumlarını sağlama almak için partililer arasında ayırımcılık yapması ve yerel parti teşkilatlarını dahi, çoğu kez seçimleri askıya alarak atama ile belirlemesi, yerel siyaseti bitirmiştir.
Bu anlayış sonucu, birçok kentte olduğu gibi Samsun’da da delegeleri dahi belirleyen siyaset bezirgânları türemiştir.
Bu konulara, daha derinlemesine gelecek haftaki yazımda değineceğim.
Bugün, CHP’nin geçmiş yıllarına dönerek o dönemlerde siyaset yapmış önemli bir isimden söz etmek istiyorum.
Üzülerek söylemek isterim ki, artık böylesine yaşadığı kentin sadece siyasi yaşamına değil, sosyal ve kültürel yaşamına da dokunmuş siyasetçileri bulmak, neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
1980 askeri darbesi ile tüm siyasi partiler kapatılmıştı. 1983’te siyasi partilerin kurulmasının yolu açılınca, CHP tabanına sahip çıkmak üzere SODEP adı ile yeni bir parti kurulmuştu.
SODEP’in Samsun’daki kurucuları arasında bir de kadın vardı.
ÜSTÜN KÜSEFOĞLU…
Sayın Küsefoğlu, babasının memuriyeti nedeniyle çocukluğunu değişik kentlerde geçirdikten sonra Samsun’da yerleşmiştir.
Üniversite eğitimini, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nin İngilizce Bölümünde tamamlamıştır.
Sonraki yıllarda Samsun’un tanınmış doktorlarında rahmetli Erol Küsefoğlu ile yaşamını birleştirmiştir.
Samsun sosyal yaşamında önemli etkinliklere imza atan Küsefoğlu, 1980 sonrası CHP’ nin devamı olarak kurulan SODEP’in Samsun teşkilatının kuruluşunda yer almıştır.
SODEP’İN sonraki yıllarda Halkçı Parti ile birleşerek SHP (Sosyal Halkçı Parti) adını alması sonrası Genel Başkanlığa seçilen rahmetli Erdal İNÖNÜ tarafından, SHP Genel Sekreter Yardımcılığına getirilmiştir.
SHP’ nin kadın hak ve sorunları konusunda önemli sorumluluklar almış ve yurt dışı ilişkilerini yürütmüştür.
Sayın Üstün KÜSEFOĞLU, bu görevleri yürütürken ONDOKUZMAYIS ÜNİVERSİTESİ YAPTIRMA DERNEĞİ’NİN kuruluşuna da öncülük yapanlardan birisi olarak derneğin başkanlığını üstlenmiştir.
Benim bakış açımdan Ondokuzmayıs Üniversitesi, Samsun halkının kendi çabaları ile Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e şükranlarını sunmak üzere yaptırdığı Atatürk Anıtı’ndan sonraki, en büyük başarısıdır.
Bu derneğin başkanları Dr. Sn. Sait ERBİL ve Sn. Üstün KÜSEFOĞLU’nun olağan üstü çalışmaları sonucunda Samsun’da üniversite kurulması, 1 Nisan 1975 tarih ve1873 sayılı yasa ile gerçekleşmiştir.
“Ondokuzmayıs Üniversitesi Yaptırma Derneği” Yönetiminin çok sonraki yılları görerek, çok büyük bir alanı kurulacak Ondokuzmayıs Üniversitesi’ne yerleşke olarak kazandırmış olması, her türlü övgünün üzerindedir.
Üzülerek söylemek gerekirse, son dönemlerde CHP’ nin yerel teşkilatlarında görev almak, hizmet anlayışından daha çok belediye başkanı veya milletvekili olabilmenin sıçrama basamağı olarak kullanılmaya başlamıştır.
Son yıllarda, Samsun’a herhangi bir katkıları ve hizmetleri olmamış, vizyonu olmayan ve gereğinde çevresinden ekonomik destek alabilecek kredisi bulunmayanların CHP’ nin yerel teşkilatların da göreve getirilmesi, CHP’ nin Samsun’da neden başarılı olmadığı sorusunun da cevabıdır.
İşte bu nedenler, geçmişte CHP yerel teşkilatlarında beklentisiz siyaset yapanları, aranır hale getirmiştir.
Bugün ciddi sağlık sorunları ile yaşamını sürdürmekte olan Sayın Üstün Küsefoğlu’nu anmak istedim.
Uzun yıllardır CHP’ nin Samsun’da oylarının giderek erimesinin nedeni de, yerel teşkilatlarının son derece başarısız olmasıdır.
Evet, CHP’ değişim olmalıdır.
Ama bu değişime, Genel Başkan ve üst kadrolarının değişiminde de ötesinde, siyaseti kişisel çıkarları için yapacakların ve mevcut delegelerin tümünü yok sayacak bir tüzük değişikliği ile başlamak kaçınılmaz olmuştur.
Laik ve çağdaş hukuk temeline dayalı Demokrasimizin yaşatılması için,
Atatürk ilkelerine bağlı kesimin umutlarını yeşertmek için,
CHP’ nin bir an önce kendisini tümüyle yenileyip, yeni ve genç insanlarla yoluna devam etmesinin önünü açmak, CHP üst yönetiminin en önemli görevi haline gelmiştir.
Güzel bir hafta dileklerimle, tüm dostlarımın önümüzdeki günlerde yaşayacağımız Kurban Bayramı’nı kutluyorum.