Geçen hafta yerel basında dün yer alan haberler, kent yönetimi konusunda nihayet ortak aklın devreye gireceği umudunu yaratmıştır.
“Ortak akıl”, toplumları yönetenlerin yönettikleri toplumun yaşamını ilgilendiren önemli projeleri uygulamaya koymadan önce yönettikleri toplumun huzuru açısından yönettiği insanların görüşlerine başvurmasıdır.
Büyükşehir Belediye Başkanları, o kentin tüm insanlarını kucaklayan ve onlara önderlik etmesi gereken kişi olmalıdır.
BŞB Başkanının, kent yönetiminde yetkiler kendisinde olduğu için halkın ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini alması, yetkilerini paylaştığı anlamına gelmeyeceği gibi kendisine olan saygı ve güveni de artırır.
Ayrıca tek yetkili olduğu için olumlu görüşlerden yararlanırken, uygun bulmadıklarını uygulamamak da en doğal hakkıdır.
BŞB Başkanları, gelen önerileri uygun bulmayarak uygulamaya koymasa da en azından, STK’ların, “Bizi yok sayıyorlar” Tepkilerine zemin hazırlamamış olurlar.
Geriye dönerek Samsun’un ortak akılla yönetildiği 1999-2004 arası dönemi ve o dönem yapılanları hatırlamakta yarar görüyorum.
1999 Yerel seçimlerinde ANAP’ dan Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Sayın Yusuf Ziya Yılmaz, Karayolları Bölge Müdürlüğü sırasında toplumla kurduğu sıcak ilişkilerini, Büyükşehir Belediye Başkanlığına da taşımıştı.
Benim de Samsun’un en etkin sivil toplum kuruluşu olan SAM-SEV’ in Başkanlığını yaptığım o dönem de çok önemli projelere imza atıldı.
SAM-SEV ’in “Sahilimi İstiyorum” Projesi uygulamaya kondu.
Bu projenin uygulaması sırasında, yer yer deniz dolgusu yapıldı. Bazı demiryolu hatları (TCDD Devlet içinde devlettir, ona dokunulamaz tabusuna rağmen” kaldırıldı.
Böylece uyuşturucu kullananların ve alkoliklerin mekânı haline gelen eski fuar alanı, tüm Samsunluların yararlandığı ve keyif alarak gezdiği ve dinlendiği bir sahil bandına dönüştürülmüştü.
Normal şartlarda bu işleri yapabilmek kolay değildi. Yukarıda yazdığım gibi demiryollarını kaldırmak ve denize dolgu yapmak, ilgili yasalar açısından olanaksızdı.
Bunlar, dönemin Valisi Muammer Güler’in Samsun Halkının çıkarı adına DLH ve TCDD’ nin itirazlarını göğüslemesi ve yargılanmayı göze almasıyla başarıldı.
Özellikle doğanın korunması konusunda çok hassas olan başta TMMOB olmak üzere, Baro ve diğer sivil toplum kuruluşları da aynı amaçla engelleme yapmadı.
Kentin ana arteri olan Atatürk Bulvarı üzerindeki Borsa ve kamyon garajları kaldırıldı.
Diğerlerini yazmıyorum ama bu projeler dahi Samsun’a çok önemli katkı veren projelerdi.
Peki, bunlar yargı engeline ve itirazlara takılmadan nasıl gerçekleştirildi?
Bunun tek nedeni, o dönemde kentte ortak akıl yönetimi ile sağlanan müthiş iletişim ve kentin çıkarlarının ön plana alınmasıydı.
Kentin Valisi Sayın Muammer Güler, BŞB Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın öncülüğünde, Garnizon Komutanı, Emniyet Müdürü, diğer il müdürleri, Baro, TMMOB, SAM-SEV ve gündeme gelen projelerle ilgisi ve görüşü olan tüm STK’ lar ortak kararlar alıyordu.
Hatta Vali Sayın Muammer Güler, Samsun’dan ayrılırken “Samsunlular bana masum suçlar işletti” Diye açıklama yapmıştı.
Ne yazık ki, kent yönetimi ile sivil toplum arasında oluşan iletişim temelli bu ortak akıl dönemi, Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ın AKP’ ne geçmesiyle son buldu.
Sonraki yıllarda Samsun ve Samsunlu, 2004 Yerel seçimleri sonrası başlayan ve ortak aklı dışlayan Büyükşehir Belediye yönetimlerinden çok çekti.
Özellikle de 2019 da ki yerel seçimlerde BŞB Başkanlığına seçilen ve adeta Samsun karşıtı tavırlar sergileyen Mustafa Demir dönemi, Samsun için tam bir kâbus ve çıkar paylaşım dönemi oldu.
*********************************
O nedenle, 2024 yerel seçimlerinde AKP’ nin Samsunlu bir ismi Büyükşehir Belediye Başkan adayı göstermesi üzerine, “Kim kazanırsa kazansın, sonuçta kazanan Samsun ve Samsunlu olacak” diye yazmıştım.
Sonuçta, seçimden başarı ile çıkan Sayın HALİT DOĞAN Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
Koltuğuna oturduktan sonra da peş peşe uygulamaya koyduğu projelerle de beni yanıltmadı.
Sayın Halit Doğan’ın, geçtiğimiz hafta içerisinde de Samsun’un en çok tartışılan Atakum Marina konusu için sivil toplum kuruluşları ile görüş alışverişinde bulunması, son derece olumlu bir gelişmedir.
Sayın Halit Doğan’ın doldurulması planlanan Atakum Marina’nın korunması için Samsun ve Samsunlunun çıkarları yönünde yoğun çaba gösteren Çevre Birlikteliği ve TMMOB temsilcileri ile görüşerek aldığı önerileri bakanlığa taşıyacağını söylemesi, en azından yeni bir dönemin işareti olmuştur.
Her şeyden önce bir Samsunlu olması nedeniyle, kendisinden olumlu yöndeki çalışmalarını sürdüreceğini düşünüyorum.
Sayın Halit Doğan’ın, bu ortak akla dayalı ilişkilerini sürdürdüğü sürece, her kesimden destek göreceğine inanıyorum.
Şu an için toplum ve basında oluşan kanıda, kendisi için son derece olumlu gözüküyor.
Yerel yöneticilerin seçildikten sonra partisi olmamalıdır. Çünkü o artık kendisine oy verenlerinde, vermeyenlerinde başkanıdır.
Karşı siyasi görüşlü birisi olarak, bu uzlaşmacı ve ortak aklı önceleyen tavrını sürdürdüğü sürece, ben dâhil tüm Samsunlular Sayın Halit Doğan’a desteğini sürdürecektir.
Sayın Halit DOĞAN’A Büyükşehir Başkanlığı görevinde başarılar diliyorum. İnanıyorum ki, O’nun başarısı Samsun’un önünü açacaktır.
Sorunları giderek azalan bir Samsun görmek üzere güzel bir hafta diliyorum.