Dünya barışının ticarete kurban edildiği bir dünyada, 1 Eylülü dünya barış günü olarak kutlamanın ne manaya geldiğini anlamaya çalışıyorum.
* * *
Emperyalist devletlerin böylesine ticarete kurban edilmiş bir dünya barış günü ile bizi kandırdıklarını anlayamadığımızı sandıkları için üzülüyorum.
* * *
Dünya barışının özellikle silah tüccarlarına kurban verildiği bir dünyada, 1 Eylüle barış günü demeye dilim varmıyor.
Kendimi kandırılmış hissediyorum.
* * *
Dünya barışının beş gelişmiş dünya ülkelerinin silah tüccarlarına terk edildiğini görmediğimizi, göremediğimizi sanmalarını da içime sindiremiyorum.
* * *
Bu ülkeler ve silah tüccarlarını dünya barışının katili olduklarını da haykırmak istiyorum.
Emperyalizmin, yayılmacılığına, silah tüccarlarının kar etme arsızlığına, kendilerini dünyanın sahibi sanmalarını içime sindiremiyorum.
Bunlara inat barış isteğimizi dillendirmeye devam edeceğiz.
* * *
Yayılmacılık ve onun yarattığı silah tüccarları insanlığın huzur ve barış içerisinde yaşamasının önündeki en önemli engeldir.
* * *
Bugün, dünya ticareti benim paramla yapılacak, bunu yapmayan devletleri cezalandıracağım diyenler, egemenliği ve barışı bizlere bağışladıkları bir durum değildir.
Barış aklın ve bilimin öncülüğünü özümsemiş insanların ve devletlerin dayatması sonucu kutlanmaktadır.
* * *
Bu gün dünya ticaretinin egemenlerine yapılan başkaldırılarının sonucu, Dünya barış günüdür.
* * *
Terör örgütlerinin kurucuları ve destekçileri de, bu yayılmacı ülkelerdir dersek abartmış olmayız.
Yinede barış içinde yaşama taleplerinden vazgeçmemeliyiz.
Dünyada büyük savaşların sonunda, Kurtuluş savaşı veren Türk Milletinin, değişmeyecek lideri Mustafa Kemal Atatürk, dünyaya çok önemli bir çağrı yapmıştır.
“Yurtta Barış, Dünyada barış”
İşte barışı istemenin en güzel örneğini Mustafa Kemal Atatürk vermiştir.