11 Eylül terörü ile başlayan, ABD’nin Irak’a müdahalesi ile deva eden ve “Arap baharı “ ile demokrasiye iştahlandırılan İslam ülkelerinde işler, karman karışık hale geldi.
* * *
Arap ülkelerinde işler iyi gitmiyor, her şey onların aleyhine gelişmeye devam ediyor.
Onlar sanki gelen felaketin farkında değiller.
* * *
İslam ülkeleri, ellerindeki yer altı kaynaklarını değerlendiremeyerek, tarihin karanlıklarına gömülmek üzere, karanlık bir yola girdi gibi görünüyor.
Suriye’de ve Irak’ta işler sekiz bilinmeyenli denklem gibi, çözülmesi zor bir yola girdi.
* * *
Düne kadar orta doğuda sık sık rahatsızlığını dile getiren İsrail, büyük bir dikkatle ve sessizlik içerisinde, Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, Suriye’de yaşananları izliyor.
Ve dikkat ederseniz sessizce olanları takip edip avuçlarını oğuşturuyor.
* * *
Bu yaşananlar hepimizi ilgilendiriyor, komşularımızdaki huzursuzluk nedeni ile ülkemizde misafir ettiğimiz yabancıların, hangi terör örgüne mensup olduğunu bilemiyoruz.
Nitekim İstanbul’da 10 kişinin ölmesine neden olan patlamada, canlı bombanın Suriyeli birisi olduğu anlaşıldı.
Komşularımıza, sükunet tavsiye etmek, onlara görüşmeler ile sorunlarını çözebileceklerini tavsiye etmenin dışında her şeyin, bize de zarar verebileceğini unutmamalıyız.
Bizim o bataklığa girme riskimiz, hepimizi rahatsız etmektedir.
Çevremizdeki bu karmaşa yetmiyormuş gibi, Doğu ve güney doğumuzda ki çatışmalarda bir yurttaş olarak beni ve halkı tedirgin ediyor.
* * *
Ben kendimi bildim bileli, bizim dış siyasetimiz, “Yurtta barış, dünyada barış” üzerine şekillendirilirdi.
Görüldüğü kadarı ile yurtta karmaşa, komşularımızda karmaşa, dış siyasetimizin barış üzerine kurulmasını rafa kaldırmışa benziyor.
Dış siyasetteki “yurtta barış, dünyada barış” ilkesinden uzaklaşmış olmamızın faturasının çok pahalı olmamasını diliyoruz.
* * *
Orta doğuda kimin elinin, kimin cebinde oldu belli değil.
Orta doğuda yaşanan böyle bir karmaşaya taraf olmak, Türkiye Cumhuriyeti olarak bize hiçbir şey kazandırmayacaktır.
Bizim yeteri kadar iç sorunumuz olduğunu da biliyoruz.
30 yıldır bir terör belası ile baş etmeye çalışıyoruz.
Kürt sorunu ile ilgili en önemli adımlarımızdan birisi olan Barış sürecini, iyi değerlendirememenin sıkıntıları ile karşı karşıyayız.
* * *
Siyasetçilerimiz, birbirlerinin eksikleri üzerine düzenledikleri siyaset yapma biçimini bırakmalıdırlar.
Yaşananlardan rahatsızlık duyan halkımızı, rahatlatacak açıklamalar bekliyoruz.
“ Yurtta barış, dünyada barış” slagonunu bu günlerde dünyaya ve Orta doğudaki ülkelere haykırmalıyız.