Değişim, toplumsal yaşamın kaçınılmaz soncu olmalıdır.
Değişim, Statükoculuğun toplumsal kıskaç olmasını engelleyecek nitelikte olmalıdır.
Kısaca değişim, küreselleşmiş dünyada, uygar dünya ailesi ile olan bağını güçlendirmelidir.
* * *
Referanduma bir aydan az kaldığı bu günlerde, siyasilerin hala nelerin nasıl değişeceğini, neden böyle bir değişime gidilmek istendiğini topluma anlatmak yerine, birbirlerine hakaret etmeyi seçmeleri en büyük talihsizlik olarak karşımızda durmaktadır.
* * *
Hiç birimiz, demokrasinin ve hukukun denetimindeki değişime karşı çıkamayız.
Bunun belirleyicisi demokrasinin ve hukukun evrensel değerleri olmalıdır.
* * *
16 Nisanda referanduma sunulan, yeni Anayasa değişikliğinin halka sunumunun sınıfta kaldığını söylemek mümkündür.
Değişimlerin yaşama geçirilebilmesi, önemli ölçüde değişimi sunanların, bu değişimi tartışanların tavırlarına bağlı olduğunu görüyoruz.
* * *
Dünyanın her yerinde değişim, toplumsal sancıların nedeni olmuştur.
- Bu sancıların ağrı kesicisi, değişimi anlatanların tavırlarıdır.
- Bu sancıların ağrı kesicisi, demokrasidir hukuktur.
- Bu sancıların sebebi, benim söylediklerimin dışındakilerin tamamı tehlikedir demektir.
- Bu sancıların sebebi, demokrasinin yok edileceği, hukukun adil işlemeyeceği korkusudur.
Bu sancıların ağrı kesicisi ise, demokrasinin ve hukukun teminat olarak gösterilebilmesidir.
* * *
Değişimden beklediğimiz ise,
1. Özgür birey olabilmenin önünde engel olmamasıdır.
2. Örgütlü toplum olmanın önünde engel olmamasıdır.
3. Bu değişimin değişime açık olmasıdır.
4. Demokrasiden, insan haklarından ve hukuktan taviz vermemesidir.
5. Demokrasi ve hukuk böyle bir değişimin teminatı olarak gösterilmesidir.