Bizim toplumumuzda, kişisel ve ailevi sırlarımızı paylaştığımız dostlarımız vardı, arkadaşlarımız vardı.
Bu dostlarımız, anlattığımız ve paylaştığımız sırlarımızı kendi sırları sayar, bunları başkaları ile paylaşmazlardı.
Zaman içerisinde bu sırdaş dostların sayısı, azaldı azaldı ve yok olma noktasına geldi.
Bu azalma bizleri daha dikkatli dost seçmeye yöneltti.
Hatta insanlarımız ve bizler “Söyleme sırrını dostuna, dostunun dostu vardır oda söyler dostuna “ diyecek duruma getirdi.
* * *
Kapitalizmin ranttan başka bir şey düşünmeyişi, sadece kazanmaya endekslenmiş insanların çoğalmasına neden oldu.
Kendini kurtaran kaptan cümlesi, yaşam felsefesi haline gelince, dostluklar tarihin tozlu raflarına kaldırıldı.
* * *
Bu gün toplumda, Paran yoksa siyaset yapamazsın, güvenilir dost olamazsın, yetişkin olduğun konularda bile danışılacak insan olamazsın fikri yerleşmiş durumda.
Bu durum, çaresiz olanlara, güçsüz olanlara, önemli bir seçenek sundu, ekonomik ve sosyal durumu iyi olanlara yalakalık yapmak.
Bu da geleneksel insan yapımızı erozyona uğrattı.
* * *
Epeydir, hepimizin ağzında, devlet sırrı aşağı, devlet sırrı yukarı, nedir bu devlet sırrı dedikleri şey?
Allah aşkına devletin, yurttaşlarından gizli ne gibi işleri olabilir ki?
Bu gün devlet yönetiminde olanlar, yarın benim durumuma gelecek ve bu sırrı ömür boyu saklayacak öylemi?
Gelişmiş teknoloji sayesinde, istediğini dinleme ve seyretme olanağı varken, başbakanın bile dinlenebildiği bir yerde devletin sırrı mı olur?
* * *
Devletin güvenliği ile ilgili bilgilerin devlet sırrı olması meselesini anlamaya çalışıyorum.
Bu bilgileri yayınlayan gazetecilerin vatan haini olarak nitelenmelerini anlamaya çalışıyorum.
Devlet sırrı dediğiniz bu bilgilerin, gazetecilerin eline geçmesi ile ilgili tedbirleri almayanların durumlarının, vatana ihanetin neresine konulabileceğini merak ediyorum.
* * *
2004 yılında MGK’da alınan bir karara, MGK üyesi olan AKP’li bakanlarında imza attığı ile bilgiler gazetelerde yayınlandı.
Eğer MGK’ya katılan bu bakanlar, MGK’da alınan bu kararlara katılmasalardı, imzalarının altına şerh koyma hakları vardı.
Bu bakanlar bu şerh haklarını da kullanmadıklarına göre, bu kararların alınmasına katkı vermiş olmuyorlar mı?
Alınan karar nedir? İrticai faaliyetler.
Demek oluyor ki, irticai faaliyetlerin devlet için tehdit oluşturduğu konusunda, o günkü MGK toplantısına katılanlar arasında, ya bir düşünce birliği sağlanmış veya o MGK’daki askerlerin, bu konudaki baskıları sonunda bu imzalar atılmıştır.
* * *
Acaba, devleti yönetenlerin yaptıkları yanlışların, halktan saklanması işinin adımı oluyor devlet sırrı?
Ne dersiniz?