Yaşamının önemli bir bölümünde, gençlerin eğitimi ile uğraşmış bir eğitimci olarak, günümüzün gençliği hakkında, söyleyecek şeylerimiz var.
Bunları söylemek, adabında söylemek, bizlerin görevi diye düşünüyorum.
Ancak, bunları dinlemek istemeyen, genç bir kitle ile karşı karşıya olduğumuzu üzülerek görüyor ve yaşıyorum.
Eğitimin, bedelini ödeyebilenlerin yararlanabildiği bir hal aldığı ülkemizde, bundan sonra yetişecek gençlerin durumları hepimizi düşündürüyor.
* * *
Bu günkü gençliğin yetişmesinde, az da olsa bizlerin de payı olabileceği ihtimalini, hiç aklımızdan çıkarmıyoruz.
* * *
Gençlere olan güvenimiz devam etmeli, onlara güven ve umutla bakmak istediğimizi söylemek durumundayız.
Biz, gençlerle konuşamayan ve selamlaşamayan iki gurup haline gelmek istemiyoruz.
* * *
Gençler ile ilgili kaygılarımız var tabi.
Yaşlılarından rahatsız olan, onları çok bilen yaşlılar olarak değerlendiren gençler yaşlıları üzmektedir.
Bu anlayışın, özellikle siyasette gittikçe yaygınlaştığını büyük bir üzüntü ile izliyoruz.
* * *
Bir siyasi partinin liderinin, partisini toparlamak için yaptığı çalışmaları anlatırken söylediklerinin, konumuz ile ilgi olan kısımlarını sizlerle paylaşmalıyım.
Diyor ki; “Biz yaşlıların bilgi ve deneyimlerini, gençlerin dinamizmi ve kadınların birleştiriciliği ile yan yana getireceğiz. Bu partimize önemli bir sıçrama yaptıracaktır.”
* * *
Davranış ve konuşmaları ile bir tek gence, gençlerinde bir tek yaşlıya, terbiye sınırlarını zorlayan hareketler de bulunmamaları gerektiğinin altını çizmek durumundayız.
* * *
Her şeyi bildiğini sanan yaşlılar ile her şeyi bildiğini sanan gençler arasında, inanın yaş farkı yoktur.
Gençlerin, yaşlıları kütüphane gibi kullanmayı öğrenmeleri gerekiyor.
* * *
Bunlar daha çok genç diyerek gençlerin önüne set çekmeye çalışan yaşlılar ile yaşlıları önlerinde engel gören gençler arasında fark var mıdır?