Aziz Nesin’in bir öyküsü vardı “Yağmur yağdı böyle oldu” diye.
Bu öyküyü okuduğumda çok gülmüştüm.
***
Geçmiş yıllarda da, bu günde de, böyle bir felaketten sonra siyasilerin ilk kullandıkları şey, yağmur yağdı böyle oldu.
Yetkililer akılları sıra, Metre kareye 130 litre yağmur düştü, bunun adı afattır diyerek, eksiklikleri, kamufle ettiklerini sanıyorlar.
***
Bu güne kadar, dere yataklarını imara açan belediyelerin,
Selin tahrip ettiği yerleri inceleyip, dere yataklarındaki evler ve hayvan barınaklarının tahrip edilmesine sebep olanların,
Bu hatalarını kamuoyu ile paylaşmaları onlara olan güveni artırır.
Suçu afatların üzerine atma yanlışını bırakmak gerekiyor.
***
Kendimizi kandırmayalım, doğayı tahrip eden insanoğlu yaptıklarının cezasını çekmektedir.
Toplumdan, bunları yapmadıkları, yapamadıkları için bu afetlerin olduğunu bir kerecik olsun o afetzedelere açıklamalıdırlar.
***
Tabiat ana belediyelerin ve iktidarların seviye belirleme sınavlarını işte böyle yapıyor.
Yağan yağmur suyunu, denize veya kanalizasyona, ulaştırmayı beceremeyenlerin, partisine ve siyasi görüşüne bakmadan işte böyle cezalandırıyor.
***
Efendim meteoroloji uyarıyor deyip suçu başka yerlere pas etmenin manası ve mantığı anlaşılır gibi değil.
Meteoroloji uyardı güzelde, gariban vatandaş ne yapmalı nereye gitmeli?
Meteoroloji vatandaşın ne yapması, nereye gitmesi gerektiğini de söylesin, siyasilerin sorumlulukları iyice azalsın bunumu demek istiyorlar ne dersiniz?
***
Bir babayiğit çıksa da dese ki, “Saygı değer halkım bu afat değil bizlerin hatalarının sonucudur.”
Onu bu halk saygı ile dinleyecektir.
***
Olan gariban vatandaşa oluyor.