“İnsan, yazgısıyla yazgısından kaçtığı yolda karşılaşır.”
-Yeşilay Kilis Şube Başkanı uyuşturucudan tutuklanmış.
-Üniversiteler Konseyi Başkanı 'sahte akademisyen' çıkmış.
-Sigaranın zararlarıyla ilgili panelde sigara molası verilmiş.
-İmam ve müezzinler okulda 'İnsan hakları' eğitimi dersi vermişler.
-Bütçe görüşmeleri esnasında Milli Eğitim Bakanı, tarikatları sivil toplum örgütleri olarak değerlendirmiş ve onlarla eğitim öğretim hizmetlerinde işbirliği yaptıklarını, yapmaya da devam edeceklerini muhalefet sıralarına dönerek açık açık belirtmiş…
Başka bir yerde olsa yukarda sözü geçen her bir olay için yer yerinden oynar. Bizde her gün benzer durumlarla karşılaşıldığı için sıradan olaylarmış gibi bakıp geçiyoruz…
Bu durumda kalkıp güncel olaylar üzerine konuşmak da, ne yazık ki, anlamını yitiriyor.
O zaman biz de edebiyata düşkün babasının sayesinde, çocukluğunu kitaplarla dolu bir evde geçirmiş., ömrünün son yıllarında, görme yetisini yitirmiş, Latin Amerika’nın ve Dünya edebiyatının ünlü yazarlarından Jorge Luıs Borges’ten söz edelim biraz…
Borges’in üç kitabını “Şifre, Kum Kitabı, Alef”i bir arada okudum.
Yazın alıştırmaları bize yanılgılardan kurtulmayı öğretebilir, buluşlara ulaşmayı değil. Olanaksızlıklarımızı, sınırlarımızı önümüze serer, “ hastalıklı çocukluğumu düşledim ”diye yazar, Şifre’ de.
Kendi gençliğiyle hesaplaşır Kum Kitabı’nda. Belki düş görmeyi bir yana bırakacağız, belki de bırakmayacağız. Yetmiş yıl sürdü benim düşüm. Gerçekte uykudan uyanıp da kendi kendisiyle karşılaşmayan insan yoktur, der. Adım adım gelen körlüğünü çok acıklı bulmaz ,onu, ağır ağır gelen bir yaz akşamına benzetir, yeniliklerin kendisini ilgilendirmemesini ise “yaşlılık” olarak değerlendirir. İnsan, ister istemez sonunda düşmanlarına benzer. Ve ”her zaman” sözcüğü insanlara yasaklanmış bir sözcüktür…
Platon, her şeyi daha önce başka bir dünyada gördüğümüzü, Bacon da ,öğrenmenin anımsamak; bilmemenin unutmak olduğunu ileri sürer.
ALef adlı kitabında, ölümsüzlüğü anlamsız bulur Borges. İnsan dışındaki bütün yaratıklar ölümsüzdürler; çünkü, ölümden habersizdirler. Eğer uzay sonsuzsa biz de uzayın herhangi bir noktasındayız. Eğer zaman sonsuzsa biz de zamanın herhangi bir noktasındayız. Kutsal kitabı referans gösterir :”Bırakın ,ölüler, ölülerini gömsünler.” der.
Çık(art)ılan yerden, in(diril)mek imkansız değildir. Dünya bir labirenttir, oysa aradığımız çoğu zaman yanı başımızdadır, O’na göre…
Edebiyat, ”deniz gibi” öyle engin bir güzelliktir ki ,kime ulaşsanız diğerine geç kalıyorsunuz!..