"İnsan topluluklarında, doğuran cinse değil, öldüren cinse üstünlük tanınmıştır.”
8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşıyor, ama, kadınlar hala,
Eziliyorlar.
Sömürülüyorlar.
Şiddete, tacize ,tecavüze maruz kalıyorlar…
Ve dur(durul)mayan cinayetlerle ölüyorlar…ölüyorlar…ölüyorlar…
İki günde sekiz kadın katledildi…
Haberiniz var mı?
Sevilay Karlı ve Tuba Ateşci’yi boşandıkları erkekler,
Hatun Aslan, Elif Saydam ve Özlem Çankaya’yı boşanmak istedikleri erkekler,
Emine Ülkü Araz ve Nasim Gol Karimi’yi evli oldukları erkekler,
Dilan Özdemir’i babası öldürdü.
Bu gidiş bir türlü önlen(e)miyor…
167 yıl önce Amerika’da greve giden 40 bin kadın işçiye saldırılmış, kadınlar fabrikaya kapatıldıktan sonra çıkartılan yangında 120 kadın işçi yanarak hayatını kaybetmişti. II.Enternasyoonal’de o gün “Dünya Kadınlar Günü” kabul edilmişti.
Erkek egemen toplumlarda yaşam mücadelesi veren kadınlar için o günden bu yana değişen bir şey yok!..
Kadın cinayetleri münferit değil politiktir, diyorlar ya doğrudur.
Çünkü,
Kadınların aleyhine işliyordu zaten hayat:
Okutulmuyorlar, çalıştırılmıyorlardı…
Onların yapabileceği en güzel şey
Evlenmek, çocuk doğurmak, dizini kırıp oturmak, itaat etmekti!..
Baba da böyle istiyor,
Koca da böyle istiyor,
Devlet de böyle istiyordu…
İtaat etmemenin bedeli ise belliydi!..
Böyle gelmiş, ama, böyle gitmeyecektir !
İnanın…
Bu gidişe karşı olan ve gelecek güzel günlere inanan vicdanlı insanları Gülten ALP’in aşağıdaki dizeleriyle selamlamak isterim….
“Çılgın bir kadınsa,
Dışarda, yağmurda gözyaşlarıyla dans ediyor.
Güçlü bir kadınsa,
Dertlerle boğuşup özlemlerini gözlerinde gizliyor.
Konuşan bir kadınsa,
Hayatı ezberliyor.
Suskunsa kadın,
İçine attıklarını yutkunuyor.
Kadınlar çok konuşur, diyorlar ya;
Yalan! Vallahi yalan!
Anlatamaz ki! Tam konuşacak olur,
Dinleyen olmaz.
Konuştuklarına değil,
Sustuklarına bakın bir zahmet!..