Geçen hafta dünyaca ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı isimli filmini izledim.
Bir Nuri Bilge Ceylan klasiği olarak, üç saati aşkın bir süreye sahip olan film, yine bir Nuri Bilge Ceylan klasiği olarak üç saatin nasıl geçtiğini hissettirmeyen, imgeleriyle görüntüleriyle, filmden çok sonra hala etkisini sürdüren diyaloglarıyla insana aynı anda hem film hem de roman okumuş duygusu veren inanılmaz bir sinema hatta bir edebiyat şöleniydi.
Filmden çıktığımda kendimi birçok konuda sorgulama yaparken bulmam bu zenginliğinin yanı sıra bir özelliğinden daha kaynaklanıyor.
Film Çanakkale'de çekildi malumunuz. Peki neden Çanakkale? Onun cevabı da çok uzakta değil.
Nuri Bilge Ceylan, web sitesinde yazılı olan biyografisine göre İstanbul doğumlu olsa da "Ziraat mühendisi babasının idealist amaçlarla memleketi Çanakkale'ye tayinini istemesi sonucu," Nuri Bilge iki yaşındayken ailesiyle Yenice ilçesine taşınmışlar. Liseye kadar burada yaşayan Ceylan Yenice'de o yıllarda lise bulunmadığı için 1969 yılında tekrar İstanbul'a dönmek zorunda kalmış fakat yaz tatillerini de Yenice'de geçirmeye devam etmiş.
Cannes gibi dünyanın en önemli film festivallerinden birinde yaklaşık 15 dakika ayakta alkışlanan filmi için mekan olarak çocukluğunun geçtiği bu şehri ve ilçeyi seçmiş.
Filmin konusu yine Çanakkale'nin bir başka ilçesi olan Çan'da geçiyor. Aslında konunun ana karakterin memleketi olması dışında Çan ile neredeyse hiçbir alakası yok. Ancak Ceylan filmde öyle görüntüler sunuyor ve öyle sihirli yerlerde Çan'ın ismini zikrettiriyordu ki, filmden sonra Çan ilçesini merak edip inceleme ihtiyacı hissetim.
Biraz da burukluk. Burukluğun sebebi Samsun'umuzun sinemada temsil eksikliği. Çağlar boyunca insanoğlu tarafından yaşam mekanı olarak tercih edilmiş Samsun'umuzun beyazperde için tercih edilmemesi içimi burkuyor dostlar.
Aslında bazı denemeler yapılmadı değil. Karayel Poyraz, Nasıl Yani gibi son zamanlarda Samsun'da çekilen filmler var. Ancak büyük sinemalarda bir gün dahi gösterim şansı verilmeyen bu filmler ilçe sinemalarındaki gişelerde gişede kayboldu gitti.
Çarşamba'lı Sadi Celil Cengiz'in çektiği Olaylar Olaylar, büyük sinemalarda gösterilenlerden biri ancak o da çekildiği dönemin gazabına uğradı diyebiliriz. Samsunspor aşığı bir makinistin hikayesini anlatan Locman bunlar arasında seyirci tarafından en çok ilgi göreniydi ama o da beklenen etkiyi yaratmadı.
Aslında bu şehir hikaye yönünden ne eksik ne de yoksun.
Görmesini bilene ilçelerinden merkezine her köşesi hikaye dolu.
Ancak bu şehrin, ilhamını Samsun'dan alan, yerelin gücüne inanan sanatçılara ihtiyacı var. Kimseden bir Nuri Bilge Ceylan olmasını beklemiyoruz.
Samsuncu olunsun yeter... Gerisini Samsun halleder.
Aydın Günler Şehri Samsun!