Bir hamle sonrasını düşünmek... Aynı satrançta olduğu gibi. Futbolun da doğası değil midir?
Transferin en pahalı ismi Pal Lazar'ın zerre kadar katkı sunmadığını görmüşken... Dolayısıyla Adem'in alternatifi yokken mesela.
Muadilleri olsa da... Fink'in dinlendirilmesi mümkünken.
Ne yalan konuşayım.
Mesut Hoca'dan beklentimdi.
3'er sarı kartlı Adem ve Fink'e taktik sarı kartları görmeleri yönünde telkinde bulunması.
Doğrusu bu diye düşünüyorum.
Ankaragücü maçı o açıdan sadece ilk deplasman galibiyetine değil, final havasına bürünecek kalan maçlar öncesi kartlardan arınma açısından da bir fırsat olarak görülebilirdi.
Farkındayım: İki şekilde itiraz yükselebilir fikrime.
1. Fair-Play ile bağdaşmaz.
Cevabım şudur:
Hiç alakası yok. Bir teknik adam, her maçın içerisinde yeni taktik hamleler üretiyorsa, bu da bir taktik hamledir.
2. Ankaragücü çantada keklik değil.
Buna da şu:
Kesinlikle. Ankaragücü'nü küçümsemek, sonuçları ağır bedeller ödetebilir. Tecrübe ile sabit. Geçmişte örnekleri çok.
Ama şu gerçek daha baskın:
Kadrosunun tamamını yitirmiş;
Ekonomik anlamda çökmüş;
Bu sezona dair hiçbir beklentisi kalmamış;
Elinde Mehmet Çoğum'dan başka ideal kadro oyuncusu olmayan bir takıma karşı...
Bu hamleyi yapmayacaksınız da...
Kime karşı risk alacaksınız.
Ankaragücü maçında rakibi ciddiye alarak yüksek konsantrasyon ile oynamak yetecektir Samsunspor'a.
Gekas olmasa da...
Doğru bir öngörü ile...
Fink ve Adem de.