Samsun’da Cumhuriyet Meydanı ve Çiftlik Caddesinde ‘15 Temmuz’ kutlamaları yapılırken, akaryakıtın litresine 6 lira zam geldi, ardından da ‘tüm camilerde ‘sela’ okundu. Her gün her saat zam yalıyordu da en büyüğü neden 15 Temmuz gecesi yapıldı? Milletin sabrı mı ölçülüyor? Gidiş fiyatından geri dönülemiyor, tünele giriş fiyatından tünelden çıkılamıyordu, ama 15 Temmuz gecesi litreye 6 lira zammı da kimse beklemiyordu.
Enflasyonu 'yüzde 19' çıkaran TÜİK akaryakıt aldığı istasyonların adresini versin, 'sulusuna, kurusuna zam' derken alkol zannedilerek vatandaşın aldığı akaryakıta son iki ayda yüzde 70 zam geldi; 20 liradan 35 liraya çıktı. 15 Temmuz gecesi ordu silahlarına karşı silahsız direniş gösteren halk, kalkışmaya katılmayan askerlerin desteğiyle demokrasiyi korurken aldığı yaradan daha büyük yarayı zamdan aldı.
FETÖ/PDY olarak isimlendirilen Fethullah Gülen’e bağlı bir grup askerin 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği darbe girişiminin üzerinden 7 yıl geçti. Söz konusu yapılanmanın asıl unsurları ve yakınları; mimarları halen etkin görevlere getirilirken, ameleleri tutuklandı veya ihraç edildi. Bylock’u az kullanan ihraç edilirken çok kullanan bakan oldu. Bir kısmı vatandaşlıktan çıkarılarak haklarında adeta ‘Takipsizlik kararı’ verildi.
FETÖ/PDY mensupları devlete sızmadı; planlı, tasarlı olarak yönetmelik, yasa ve anayasa değiştirilerek devlete yerleştirildi. Devlete yerleşenlerin referanslarında kimin tavsiyesiyle atandıkları ve kararnamelerini kimin imzaladıkları belliyken kararnameyi imzalayanlar değil de kararnameyi getiren postacı görevden alınıyorsa burada terörle mücadele edilmiyor, mağdur yaratılarak terör destekleniyor demektir.
Devlet vatandaşını koruması gerekirken, devleti korumak için vatandaştan yardım istendi, yüzlerce kişi yöneticilerin ihmali soncu can verdi. Geçen 7 yılda bu tür oluşumlara karşı önlem almak yerine; FETÖ/PDY ile mücadele kisvesi altında başka cemaatler FETÖ/PDY gibi devlete yerleştirildi, devletin kaynakları peşkeş çekildi. Aşı hastalıktan, eğitim terörden korur. Ancak Türkiye’de terörün altyapısı okullarda oluşturuldu ve halen, MEB’in kontrol ve denetiminde oluşturuluyor.
Dünyada cemaatler devlet dışı kaynaklardan beslenirken Türkiye’de cemaatlerin tamamına yakını kamu kaynak ve nüfuzunu kullanarak güçleniyor, FETÖ gibi devletin kılcal damarlarına nüfuz ediyor ‘At izi it izine karıştı. Allah sonumuzu hayreylesin’ diyerek istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dediği gibi durumumuz.
Terör ve teröristle mücadele silah gerektirirken terörizmle mücadele silahtan daha çok akıl gerektirir. Türkiye terör veya teröristle mücadele ettiği zamanlar olsa da terörizmle mücadele hiç yapamadı veya yapmadı. Türkiye’de terörizmle mücadele 90’lı yıllarda PKK’ya karşı yapıldı ve PKK bitirildi. Daha sonraki yıllar ya işbirliği yapıldı ya da terörizmle değil; teröristle mücadele edildi.
Arkeologun eseri zarar görmeden; kepçe, dozerle değil; fırça ve küçük el aletleriyle çıkardığı gibi ceza davalarında yargıç suçu ve suçluyu şüphe götürmeyecek şekilde açık, seçik ortaya çıkarması gerekir. Suçsuz kimse hapsedilmemeli, suçlu da serbest bırakılmamalı. Ne yazık ki Türkiye’de bu başarılamadı.
Gezi olaylarındaki oransız güç kullanımı, bilerek veya bilmeyerek olayların büyümesine, kitlesel desteğin artmasına neden olması gibi; özellikle adaletsiz oransız güç dışarıdan bakıldığında terörle etkin mücadeleymiş gibi görünse de aslında yangına benzinle gitmek gibi terörü desteklemeye yaradı.
Terörle mücadelenin ilk ayağı; hedef kitleyi sınıflandırmak ve ona göre davranmaktır. Komünist Doğu Almanya’nın Batı Almanya’ya entegrasyonuna karşı çıkan STASİ adlı örgüt mensuplarıyla Almanya mücadele ederken kazanılabileceklerle kazanılamayacakları birbirinden ayırdı. STASİ yapılmasına mensup oldukları halde, kazanılabilecekler cezalandırılmadı, meslekten ihraç edilmedi, çalışarak zengin olanların mallarına dokunulmadı.
Akademisyen olduğu halde STASİ için çalışanların işine son verildi, devlet imkan ve nüfuzuyla sengin olanların; yolsuzluk yapanların mal varlığına el konuldu. Faaliyetlerine devam edenler tutuklandı. Böylece sapla saman, kuruyla yaş birbirine karıştırılmadı. Üzüm yendi, bağcı dövülmedi. Almanya’nın birlik ve bütünlüğü her şeyin üstünde tutuldu ve sağlandı.