Türkiye’de şeriatı savunan doktora öğrencisi Türk akademisyen Suudi Arabistan’da umre ziyareti sırasında ‘taciz’ iddiasıyla sivil polisler tarafından Kabe’de gözaltına aldı, tutuklandı, aylardır tutuklu. Çağlar, ‘Akıl sağlığımı kaybetmek üzereyim. Lütfen kurtarın beni’ diyerek Laik Türkiye’den yardım istedi.
Çağlar’ın iddiasına göre, yere düşen çantasını almak için eğildiğinde bir kadının poposuna değdi. Polisin iddiasına göre kadına tacizde bulunuldu. Kadın şikayetçi olmamasına rağmen, Çağlar 18 ay hapis yattıktan sonra şartlı serbest bırakıldı.
Tarikat ve cemaatlerin üst yönetiminin çocukları dünyanın laik Avrupa ülkelerine ve ABD’ ye gönderirken, Türkiye’de kendileri için değil; sizin için şeriat istiyorlar ve ‘Şeriat İslam’dır’ diyorlar. Şeriat İslam değil; dini kurallarla yönetimdir. Ama hangi dinin kurallarıyla yönetim?
Tarikat ve cemaatlerin belirlediği ilkeleri, İslam’ın gereğiymiş gibi halk kandırılıp, sömürülüyor. Halkın sahip olduğu ne varsa; malları, paraları, kadınları, çocukları cemaat ve tarikat yöneticilerine sunuluyor. Milletin geleceği heba oluyor.
Birçok yerde para dine hükmederken, Türkiye'de din paraya ve siyasete hükmetmektedir. Bunun için gerçekte İslam'dan uzaklaşmak, Türkiye'de dindarlaşmak olarak görülmektedir. Sözde dindarlık, gerçekte din düşmanlığı yaygınlaşmaktadır. İslam'a göre ‘Fuhuş yapmak ve kul hakkı yemek’ toplumu imha edecek büyük günahlardanken zinayı suç sayan yasa dindarlaşma adına iptal edildi, kamu ihalelerinde komisyon yasallaştı. Laiklikten uzaklaşıldıkça İslam’dan da uzaklaşıldı.
Atatürk, 'Arkadaşlar, dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Her fert din ve diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası mekteptir. Her konuda olduğu gibi dinimiz de uzmanlar (din alimleri) tarafından öğretilecektir’ diyor. Tarikat ve cemaatlerin ‘İslam’ın Kuran’dan öğrenilmesine şiddetle karşı çıkmasının sebebi de’ İslam yerine kurallarını kendilerinin belirlediği sözde dinle halka hükmetmeleridir. Atatürk Kuran’ı kerimi tercüme ettirerek, cemaat ve tarikatların takkesini düşürmüş, kelinin görünmesini sağlamıştır.
Şanı Yüce Allah ‘Sarhoşken ve çok uykuluyken namaz kılmayınız’ diyor. Ne zamana kadar kılmayınız? ‘Ne dediğinizi bilene kadar kılmayınız!’diyor. Cemaatler ve tarikatlar ne dediğini bilmeden, İslam'ın emir ve yasaklarını öğrenmeden, yasaklarından kaçınmadan, emirleri yerine getirmeden Müslümanlık istiyor. Bu nedenle birçok din alimi herkesin kendi dilinde ibadetini tavsiye ederken, İslam savunucusu gibi görünen, İslam'ı siyasete ve ticarete alet edenler ayetlerin anlamını vatandaştan saklıyor. Hilafet’in İslam’la bir ilgisi yoktur ve hilafet bayrağı taşımak yasayla belirlenmiş suçtur.
Atatürk ‘Laiklik demek, Türk gencinin, Türk vatandaşının din bilgisinden mahrum bırakılarak, kandırılmak, aldatılmak üzere din sömürücüsü kişilerin ellerine terk edilmesi; onu mezhep çatışması kışkırtıcılarının eline oyuncak edilmesi, Mezhep kavgası tahrikçilerini keşfedememesi, anlayamaması ve onların tahrikleri ile harekete geçecek kadar cehalet içinde bırakılması demek değildir.’ diyor.
Sapla samanı karıştırıp islam düşmanlığı yapmayın