Haziran 2015 Genel Seçimleri adayların seçimi olacaktır. Doğru aday koyan kazanacak, koyamayan kaybedecek. Son sıradaki adayın bile önemi çok büyük. Aradığınız kişiye ulaşabilmeniz için telefon numaralarının tamamının doğru olması, ulaşmanız için nasıl yeterli değilse; sıralarının da doğru olması gerekiyorsa, seçimde başarı için 9 adayın 9’unun da doğru ve sırasında olması gerekir. 3. sırada olması gereken aday 5. sırada, 5. sırda gösterilmesi gereken aday 4. sırada gösterilirse seçim yapılmadan kaybedilir.
Sayın Demirel, ‘Şapkamı koysam’, Sayın Özal, ‘Odun koysam’ seçilir derken, Sayın ERDOĞAN ‘Kimi koysam seçilir’ diyerek koyduklarını seçtirdiler. Ama o seçimler geride kaldı. Birçok açıdan bu seçim çok ama çok farklı geçecek. Ak Parti, 12 yıl sonra başa geri döndü, seçmenin oyunu alabilmek için aynı muhalefet gibi yeni umutlar, yeni ufuklar AÇMAK zorunda. Avrupa Birliği (AB) üyeliği, Müslüman Cumhurbaşkanı, muhtıra, darbe söylemleri bu seçimi kazanmaya yetmez. ‘dün dünle geçti cancağızım, bugün yeni bir şey söylemek lazım’ sözünde olduğu gibi, iktidardan da muhalefetten de seçmen yeni bir şey duymak istiyor. Sadece Yahudiler ekmeden biçer; başkasının ektiğini de biçer. Türkler ‘ne ekerse onu biçer’. Doğru aday koyan kazanır, koymayan kaybeder. Aday seçimi, genel seçimi belirler.
Tüm partiler ince eleyip, sık dokuyarak, kılı kırk yararak aday belirlemek zorundalar. Adaylar ya seçimin siyasi ya da ekonomik finansını sağlayacak, ya da adayın seçmende karşılığı olacak. Bu özellikleri taşımayan adayların listesine girdiği siyasi parti seçimi kaybedecektir.
Laboratuvar sonuçlarına baktığınızda hangi değerinizin normal veya anormal olduğunu kendiniz anlayabilirsiniz. Bilgisayar çıktısında sizin değerlerinizin yanında normal değerler de verilir. Hatta anormal değerler koyu yazılır, düşük değerler yönü aşağı, yüksekler de yönü yukarı koyu tuşla gösterilir. Böylece siz, değerlerinizin normal, yüksek veya düşük olup olmadığını görebilirsiniz.Aynı şekilde milletin ve devletin değerleri de ölçülüyor.
Uluslararası veya ulusal ölçekteki anketlerde veya TUİK, Merkez Bankası v.b. gibi devlet kurumlarının yaptığı çalışmalarda, halkın tüm değerleri olumsuz çıkıyor. Hepsi koyu; ya yüksek, ya düşük. İşsizlik yüksek, geleceğe güven yok. İç ve dış borç yüksek, tasarrufun ihtimali bile yok, uyuşturucu kullanma, fuhuş yaşı düşük (10), sayısı yüksek; tüm göstergeler anormal.
Başbakan Davutoğlu’nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, Belçika’daki konferansta “AK Parti tek seçim kaybederse biter” algısının partide hâkim olduğunu, son araştırmalarda AK Parti’ye oy veren seçmenlerin yüzde 70’inin yolsuzluk olduğuna inandığını,
halkın ‘darbe’ karşısında yolsuzluk yapan bir partiyi tercih ettiğini, söylerken bir öğrenci, Batı’da yolsuzluk iddiasında bile siyasilerin istifa ettiğini; ancak Mahçupyan’ın bunu normal gibi göstermesine tepki gösterince Başbakan Başdanışmanı, ‘Bu siyasi bir tercihtir. Belçika’da bir darbe tehlikesi yok. Ama Türkiye’de var’ dedi.
Mahçupyan’ın dün söylediği gibi; Ak Parti’nin tercih ediliş sebepleri duble yol veya hastaneler değil, gerçek veya algı darbeler, AB üyeliği, Müslüman cumhurbaşkanlığı v.s. idi. Şimdi tek bir malzeme kaldı ya Ak parti’yi kurtaracak, ya bitirecek ‘Kürt Meselesi’ Süreci iyi yöneten, algıyı veya olguyu savunan kazanacak.