Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı, CHP eski milletvekili Hüsnü Bozkurt, ‘ADD’den 30 kişi CHP’den aday adayı olmasına rağmen tek kişi bile listeye giremedi, ‘Kemalizm ırkçılıktır’ diyenler liste başı olurken, Atatürkçüler değil; FETÖ'cüler aday oldu, Anayasanın ilk 4 maddesini tartışacakla, bayrakla sorunu olanla, Kürdistan diyenle nasıl bir olacağız’ demişti. Kılıçdaroğlu’nun neden kazanamadığını, seçmenin neden oy vermediğini şimdi açık, seçik bir şekilde anlamışsınızdır.
Bozkurt, ADD’den kimsenin aday olamamasından yakınarak Kılıçdaroğlu’nu seçimden iki hafta önce yukardaki ifadelerle eleştirmişti. Şimdi de seçimi kaybettiği için Kılıçdaroğlu’nun görevi bırakmasını istiyor. Bu açıklamayı adaylar belli olmadan veya seçimden sonra yapsaydı bir yere kadar kendisine hak verilebilirdi. Eski CHP vekili, ADD Başkanı birinin seçimden önce böyle bir açıklama yapması ‘Akılsız dostun olacağına akıllı düşmanın olsun’ demek değil de nedir?
Bozkurt’un kendisi ve arkadaşları seçilebilecek yerden milletvekili adayı gösterilirse Kılıçdaroğlu ‘Atatürkçü’ oluyor, gösterilmezse olmuyor. Böyle ucuz Atatürkçülük olur mu? Böyle Atatürkçüler sayesinde Atatürk yasayla korunur hale geldi. Atatürk’ten, Atatürkçülükten ve Atatürkçülerden geçinenlerin kendilerini Atatürkçü olarak pazarlamasının ağır faturasını gerçek Atatürkçüler ve bu millet ödedi ve ödemeye devam ediyor.
Atatürkçü ile Atatürk’ten geçinenler birbirine karışınca, bunun sonucu olarak Müslüman’ la Müslüman geçinen, Müslümanlardan geçinen, Müslümanlıktan geçinenler de birbirine karıştı. İlk bozulan Sözde Atatürkçüler oldu. Atatürk kutup yıldızı gibi yön gösterirken karartma uygulandığı için halk yönünü bulamadı, karanlığa gömüldü. Karanlıkta halk değil; kan emen yarasalar görür ve görüp kan emiyorlar.
Güç karanlıkta değil; aydınlıktadır. Aydınlar aydınlatırsa karanlık kaybolur, aydınlatmazsa hüküm sürer. İslam hava ve su gibi hayat verir. Cehaletin hüküm sürdüğü yerde hayat veren havanın kasırgaya, hayat veren suyun sele dönüşerek hayatları söndürdüğü gibi; hayat veren din de cahillerin elinde hayatları söndürür.
Bozkurt ve ADD, Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü doğru anlayıp, doğru anlatabilseydi Atatürk hem kendini hem yeniliklerini hem de değerlerini korur; halk algıyla yönetilemezdi. Bu ülkenin başına gelen tüm olumsuzluklardan yapanlar kadar özde değil; sözde Atatürkçüler de sorumludur.
Son yıllarda Atatürk’e yapılan pervasızca saldırılar, Atatürk’ün daha iyi anlaşılmasına, doğru öğrenilmesine neden olmuştur. Üstün fikrin yanındaki diğer fikirler tartışma ortamında üstün fikrin büyüyüp, gelişmesinde gübre vazifesi görür. Sözde değil; bizim gibi özde Atatürkçüler sayesinde Atatürk’e hakaret edenler, Atatürk’ü saygı ve minnetle anmak zorunda kalmıştır.
Dernek dernekliğini, dernek başkanı dernek başkanlığını, siyasi partiler de siyasi partiliğini yapsın. Herkes kendi evinin önünü süpürürse çöpçüye ihtiyaç kalmayacağı gibi herkes kendi görevini eksiksiz yaparsa ortada sorun da kalmaz. Bir şey yapmadan, yapmış gibi görünmek ya gizli bir kaçış ya da maske takıştır. Başarısızlığın utancını hiçbir maske kapatamaz. Aklı kendine yetmeyenler akıl vermeyi bırakın! Verebileceğiniz tek şey oy, hiç olmazsa oyunuzu verin!