Kadın oğlunu yetiştirirken, eşinde görmek istediği pozitif özellikleri çocuğuna vermek yerine, sanki 'ben çektim' benim çektiklerimi başkası da çeksin’ dercesine erkek çocuklarını sorumsuz yetiştirdi... Yani kadınlar kendilerinden sonraki hem cinslerinin geleceğini düşünmedi. Ağacın, yanarım ki 'beni kesen balta da benden (odundan) yapıldı' dediği gibi kadını kesen ‘’baltayı’ da bir başka kadın üretti. Kadınların kendilerine yaptığını onlara başkası yapamaz. Bugün çaresizseler, çere kendileridir.
8 Mart'ın 'Kadınlar Günü' olarak kutlanmasına karşı çıkanlar, tüm günlerde kadınların haklarının savunulmasını, bu özel gün nedeniyle kadınların tüketim ekonomisine alet edilmemesini istiyorlar. 8 Mart'ın 'Kadınlar Günü' olarak kutlanması, diğer günler kadınların sorunlarıyla ilgilenilmemesi; yalnız bir gün ilgilenilmesi anlamına gelmez; 8 Mart'ta yalnız kadınların sorunlarıyla ilgilenilmesi anlamına gelir. Bu açıdan bakıldığında bugün özel bir gündür.
Çamaşır makinesi kullanmayan ve görmeyen bir hanıma çok fonksiyonlu bir çamaşır makinesi hediye edilerek, ‘bundan sonra çamaşırları bu makinede yıkayabilirsin’ denilirse, kullanmasını bilmeyen hanım, makineyi kullanamaz. Çamaşırları yine elinde yıkamaya devam eder.
Makineden yararlanabilmesi için makinenin nasıl kullanıldığını öğrenmesi gerekir. İşte Türk kadının durumu budur. Atatürk Türk kadınına Avrupalı kadından önce demokratik haklarını tanısa da Türk kadını bu hakları hazır bulduğu ve nasıl kullanılacağını öğrenemediği için, bu haklardan yeterince yararlanamadı.
Daha sonra bu haklara sahip olan Avrupalı kadın, bu hakları hazır değil; zorlu bir mücadeleyle elde ettiği için, nasıl kullanılacağını da bildi, haklarına sahip çıktı ve daha fazlasını hep istedi.
Danimarkalı üniversite öğrencisi kız şu an internet sitelerinde Türkiye’yi anlatıyor. Türk kadının bilediğini biliyor, söylemediğini söylüyor. Türkiye ile ilgili yaptığı çalışmada; Atatürk’e aydınlanmaya katkılarından ve kadına sağladığı haklardan dolayı minnetlerini sunuyor, teşekkür ediyor… ‘Şüphesiz modern TC Devleti’nin, aynı zamanda Türk eğitim sisteminin kurucusu, temel eğitimi ücretsiz ve zorunlu hale getirerek aydınlanmaya katkı sağlayan, kadınlara sivil ve politik haklar tanıyan Atatürk’e Türk halkı o kadar düşkün ki onun resimlerini Türkiye’nin her tarafında görebilirsiniz.’ diyor. Bizde ise özellikle son yıllarda karalama kampanyaları yürütülüyor.
Kadınlar haklarını kullanamayınca ailede en erken kalkan, en geç yatan oldular. Kötü niyetlilerin hedefi oldular. Çalışan hanımlar, dışardaki mesailerine evdekileri de ilave edince haftada yüz saate yakın mesai yapmak zorunda kaldılar. Ne kendilerine ne çocuklarına ne de sosyal faaliyetlere vakit bulabildiler. Bazıları da dizi izlemekten hiçbir şeye vakit bulamadı. Yeni haklar yeni şiddetin doğmasına, daha fazla kadının ölmesine neden oldu, son 13 yılda 5 bin 406 kadın öldürüldü.
Demokratik hak ve özgürlüklerin yasalarda veya kitaplarda bulunması kadınlar için pek bir anlam ifade etmedi. Mevcut hakları kullanmayanlar yeni haklara ihtiyaç duymaz, kağıt üstünde kalan hakların da değerini bilmez, yenilerini almak bir tarafa mevcut haklarını da kaybeder.
Sorunun çözümünde rol almayanlar, sorunun kendisi veya en azından parçası olur.