Her türlü yasal değişiklik ve düzenleme yapabilecek, ortaksız (koalisyonsuz), büyük bir çoğunlukla iktidara gelen hükümetin milli eğitim bakanları eğitimde hiçbir yapısal reform yapmadı. 14 yıl sonra eğitimde gelinen nokta; merdiven altı veya tavan arası oldu. Okul kriterleri ortadan kaldırıldı, kurs gayri meşru hale getirildi.
Eğitim öğretim hayatında bugünkü statüleriyle son 50 yıllık süreçte etkin bir şekilde faaliyetlerini sürdüren ve birçok kez kapatılmaları gündeme gelmesine rağmen, görülen ihtiyaç üzerine sayıları günden güne artan dershaneler hukuksuz bir şekilde bugün kapatılıyor.
MEB’in genelgesine göre; özel öğretim kurumuna dönüşmeyen dershaneler, dönüşüm işlemini gerçekleştirinceye kadar eğitim-öğretim faaliyeti yürütemeyecek. Aynı Yönetmeliğe göre, Türk dili ve edebiyatı, matematik, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya, felsefe bilim gruplarında, özel öğretim kursları açılabilecek.
Amaçsız, ilkesiz gayri milli eğitim sistemimizde okullar kadar önemli rol oynayan kurumsal dershanelerin kapatılması, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilince hukuk arkadan dolanılarak dershanelerin önü bu özel yönetmelikle kesiliyor. Anayasa’nın amir hükümleri varken, yasa ve yönetmelik bağlayıcı olamayacağı ortadayken, hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku uygulanıyor.
Hiçbir yönetmelik yasaya, hiçbir yasa da anayasaya aykırı olamaz. Anayasal haklardan olan eğitim alma hakkı ve eğitimde fırsat eşitliği ve de hür teşebbüs hürriyeti özel amaçlarla kısıtlanamazken, bu yönetmelikle kısıtlanıyor.Bu hukuksuzluk AYM’den dönmezse AİHM’den döner.
Turgut Özal, ‘Arabesk’ müziğin acısının azaltılmasını önerdiğinde, kendilerine ‘milletin acısı azaltılmadığı sürece; müziğin acısının azaltılmasının bir rol oynamayacağını, yine acılı Arabesk dinleyeceğini söyledik. Müziğin acısı azaltıldı, ancak acısı olan yine acılı Arabesk dinledi.
Türkiye’nin gerçeklerini göremeyen veya görmek istemeyen veya gördüğü halde başka gerekçelerle; diğer tüm dershaneleri tasfiye ettikten sonra bu işi ‘tekel’ olarak yapmak isteyenlerindir bu karar. Dershaneye ihtiyaç yaratan bu sistem olduğu sürece kayıtlı veya kayıt dışı kurslar olacaktır. Öğrenci ve veli düşünülseydi; eğitimde dershaneye gerek duyulmayan reformlar yapılırdı. Lisans yerleştirme sınavlarında ilk %1’e girmeyenler istihdam edilemiyor. En azından ilk%10’a girmek gerekiyor. Durum böyle olunca eleme ve elenme söz konusu oluyor. Ne kadar yasaklanırsa yasaklansın bu realite ortada iken, yasal (meşru) veya yasa dışı (gayrimeşru) kurslar olacaktır. Devlet meşruyu kapatıp, gayri meşruyu teşvik ediyor.