MHP Gn. Bşk. Dr.Devlet Bahçeli, batı basınında İngilizce ‘Mr. No’ veya Almanca ‘Herr Nein’; ‘Bay Hayır’ olarak isimlendiriliyor. Uluslararası haber ajanslarının Türkiye temsilcilerinin oluşturduğu bu algı Türkiye’de de söz konusu. Türkiye’de siyaset olgulardan çok algılar üzerinden yürütülür. Bu nedenle yanlışın çok kez tekrarlanması ‘doğru’ etkisi yapar. MHP her şeye mi hayır diyor? Neye hayır diyor? Koalisyon kurulamamasının sorumlusu kim? Dün Yalçın Akdoğan, ‘HDP ile hükümetin sorumluluğu Bahçeli’ye aittir’ dedi.
Sayın Erdoğan koalisyonla ilgili olarak, ‘CHP ile intihar, MHP ile aileme uzanır’, Davutoğlu ise, ‘elimizden geleni yaptık olmadı’ demişti. Görüşmelerin yapıldığı gün Davutoğlu’nun açıklamasından sonra gözler MHP’ye çevrildi. Ancak uzun süre sonra bir açıklama gelebildi. Davutoğlu’ ile yapılan koalisyon görüşmesinde Bahçeli’nin ‘Lütfen koalisyonu kuralım’ dediği o akşam değil birkaç ün sonra Semih Yalçın tarafından açıklandı. İyilik gibi; bilgilendirme de zamanında yapılırsa değerlidir.
İdam cezasının kaldırılmasında tüm MHP milletvekilleri hayır dediği halde; MHP, ‘İdamı kaldırmak, Apo’yu asılmaktan kurtarmakla’ suçlandı. İş işten geçtikten sonra ancak gerçekler seçmene anlatılabildi.
Bahçeli dün yaptığı basın toplantısında MHP teşkilatlarına büyük görev sorumluluk düştüğünü söyledi. Bu ne demektir? Olanların olmamış, olmamışların da olmuş gibi gösterilmesinin önüne geçecek olan teşkilatlardır. Algı ile olgu arasındaki farkı teşkilatlar anlatacaktır seçmene.
Bunların olabilmesi için, herkesin topyekün seferber olması; yazılı ve görsel basından mümkün olduğu kadar çok yararlanması, doğru adayların piyasaya sürülmesi ve maddi kaynak bulunması gerekir. Teşkilatlarla bütünleşmemiş adaylar ve kısıtlı insan ve maddi kaynaklarla seçmen ne kadar ikna edilebilir? Seçim propagandasının, sonuçları bu kadar etkileyeceği başka bir seçim olmamıştır. Kararsız seçmenin oyuna değil; kararını vermiş seçmenin oyuna talip olunacak.
Halk 7 Haziran’da ‘Koalisyon’ kararı vermiştir. Seçimden sonra kararını değiştirmesinde en önemli rolü oynayacak faktör; kimin halkın kararını kabul etmediğidir. ‘Halka, kararını değiştir. Verdiğin kararı beğenmedim.’ diyenin kim olduğunun belirlenmesi sonuçları da belirleyecektir. Türkiye tarihinde ilk defa halkın kararına itiraz ediliyor, hükümet kurulamıyor, ‘tekrar seçime’ gidiliyor. Hem de bu seçime HDP’li bir Bakanlar Kurulu ile gidiliyor.
Halka derdini anlatabileni halk da bağrına basacaktır. 7 Haziran’daki seçim genel merkezler üzerinde yürütüldü. Bu seçim adam adama markaj şeklinde tamamen seçim sathında yürütülecek; her seçmen tek tek ikna edilecek. Artık değişen her oy bir değil; iki oy demektir. Çünkü önceki tercih edilen partinin oyu bir azalırken, yeni tercih edilecek partinin oyu bir artacak, aradaki fark ikişer ikişer ortadan kalkacaktır.