AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MYKY) Toplantısı’nın ardından açıklama yapan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik’in ‘Kuşkusuz İsrail Devleti ve İsrail halkı Türkiye'nin dostudur’ dedi ve bu dostluğun önemine vurgu yaptı. Bölgede Türkiye ile iyi ilişkiler kurabilecek tek ülke; İsrail kaldı. Bundan sonra CocaCola ile iftar açılabileceğine dair fetva verilirse şaşırmamak gerekir. ‘Havuz’ diye nitelendirilen medyada birkaç çatlak sese rağmen, birçok görüş bildirici ilişkilerin düzelmesine - yeni düzelmiş gibi - methiyeler düzmeye başladı.
İsrail ile ilgili bir olumsuzluk gündeme geldiğinde Türkiye, hatta Filistin / Gazze’de üretilen Filistinliler için büyük bir önem arz eden Coca Cola günah keçisi ilan edilir. R.T.Erdoğan, ekonomi ve sanayi bakanlarının karşı çıkmasına rağmen, özellikle Ak Partili belediyelerin sosyal tesislerinde Coca Cola’yı boykot kararı alınır, Pepsi Cola’yı ‘Diyanet İşleri’ üretiyormuş gibi; en ucuz ve kolay yoldan İsrail protesto edilmiş olur. İsrail’den gemiyle getirilenler huzur ve şuhu içerisinde tüketilir.
Ak Parti döneminde İsrail’le ekonomik, siyasî, kültürel, askerî işbirliklerine, savunma sanayi ve silâh alımı ihalelerinde hiçbir sorun yaşanmamış ve ilişkiler politik alanda görünür sorunlara ve söyleme rağmen sürdürülmüş ve sürdürülüyor. İsrail ile ilişkilerde ideolojik boyut ile askeri-iktisadi ilişkiler boyutu birbirinden etkilenmeden ayrı ayrı yürütülüyor.
Yapılan enerji anlaşmalarıyla Türkiye’den İsrail’e uzanacak boru hattından petrol, doğalgaz, elektrik, su ve fiberoptik geçmesi, M60 tanklarının modernizasyonu için yeni protokol ve 17 ayrı askeri proje görüşmesi sorunsuz şekilde yürüyor. Başta kimyevî maddelerle tarım ve rafine petrol ürünleri olmak üzere, karşılıklı ticaretin yüzde 30’u aştığı duyuruldu. Türkiye İsrail’e 2,3 milyar dolarlık ihracat yaparken, İsrail’den 2,5 milyar dolarlık ithalat yapıyor.
İsrail’in bölgesel güvenliği için füze savunma sistemleri Türkiye topraklarına konuşlandırıldı.
Yapılan antlaşmalar, Ak Parti -İsrail ilişkisinin “One Minute” demeden, duraksamadan devam ettiğini gösteriyor:
Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a rağmen Türk Dışişleri Bakanlığı 4 İsrailli generalin tutuklama kararını İnterpol’e göndermiyor. İsrail askerlerinin Mavi Marmara gemisine silahlı saldırısı sonucu 9 kişi hayatını kaybetmiş, 50 kişi de yaralanmıştı. Sivillere yönelik saldırı Türkiye ve dünya kamuoyunda büyük tepki almıştı. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi saldırıyı düzenleyen 4 İsrailli generalin yargılanabilmesi için uluslararası adli yardım anlaşmalarına uygun olarak ifadeye çağırdı. Türk Dışişleri Bakanlığı İsrail'e tebligat gönderdi. Türkiye medyası başlık attı: ‘Türkiye, İsrail'den 4 generali istedi. Dört komutan ifadeye gelmezse İnterpol devreye girecek, İsrail dışına çıktıklarında tutuklanacak.’ Şüpheliler mahkemeye de gelmedi, adli yardım anlaşması (istinabe yoluyla) gereği ülkelerinde de ifade vermedi. Böylece mahkeme tutuklu yargılanmalarına karar verdi. Mavi Marmara davasında saldırıdan 4 yıl sonra, 26 Mayıs 2014’te 4 İsrailli komutan için tutuklama kararı çıktı.
Mahkeme, haklarında tutuklama kararı çıkarılan sanıkların yakalanmalarının uluslararası düzeyde yapılıp ve infaz için sanıklar hakkında ‘kırmızı bülten’ çıkarılmasına karar verdi. Kırmızı bültenle arama kararı, Uluslararası Polis Teşkilatı (İnterpol)’na gönderilmek üzere Adalet bakanlığı üzerinden Türk Dışişleri Bakanlığı’na ulaştırıldı ve bakanlığa takıldı. Dışişleri ‘Kırmızı bülten’in uygulanmasını engelledi, İnterpol’e göndermedi, karar bakanlıkta bekliyor.
Ömer Çelik’in açıklamalarına bakınca ‘kırmızı bülten’in neden gönderilmediğini şimdi daha iyi anlaşılıyor.