Samsun ve Türkiye’nin her yerinde eğitimli, eğitimsiz her yaştan, her cinsiyetten farklı kişiler; çoğu ekonomik olmak üzere kimi psikolojik, kimi sosyolojik, mobbing ve benzeri nedenlerle intihar etti ve intiharlar artarak devam ediyor, insanlar vakti erişmeden ölüp, gidiyor.
Meslek örgütleri kendi meslek mensuplarının intiharlarına ve sebeplerine vurgu yaparken toplumun topyekün intihar ettiğinin kimse farkında değil. Ateş düştüğü yeri yakıyor, etrafını ısıtmıyor bile. Alt kat yanarken üst kattaki başına gelecekten habersiz bir şekilde adeta mangal yapıyor.
Tüm insanlar sevgi ihtiyacı, sevmek ve sevilmek arzusuyla dünyaya gelmiştir. Sevgi ihtiyacı karşılanmayan, sevmeyen, sevilmeyen birey mutsuzdur. Üşüyen çocuk her zaman kabanla değil; bazen sıkı sarılmayla ısıtılır. Salgın döneminde yasakken birbirine sarılanlar, salgından sonra eskisi gibi sarılmıyor.
Acı da mutluluk da paylaşılır. Mutluluk paylaşıldıkça artarken, acı azalır. Bir kişiye yardım deyince ilk akla gelen para olsa da parasız da yardım edilebilir, dertlinin derdine derman olunamıyorsa tercüman olunur. Kırıcı, yok edici sözleri çok kolay kullanan, ancak sevgiyi bir türlü ifade edemeyen bir toplum olduk.
Bireylerin duymak istediği sözleri kötü niyetliler kolaylıkla ifade ederken, sevenler ifade edemiyor, insanlar yalnızlığa, kötü niyetlilerin önüne sürülüyor. Eski Türk filmlerinde olduğu gibi hayat boyu bir kez sevdiğini söylemeyen kadın veya erkek ölürken karısını veya kocasını ne kadar çok sevdiğini söyler. Sevgi ölürken değil; doğuştan itibaren her yaşta ifade edilmelidir.
Sevme ve sevilme arzusu, sevgi ihtiyacıyla dünyaya gelen birini sevgiden mahrum bırakmak, kendisini değersiz hissetmesine neden olmak, yalnızlığa terk etmek ona yapılabilecek en büyük kötülüktür. Sosyal medyada bin arkadaşı olanın gerçekte derdini çözmek bir tarafa dinleyecek bir tane bile arkadaşı olmayabilir.
Kaza ve intiharlar yasa ve yönetmeliklerin eksikliğinden ya da eksik uygulanmasından kaynaklanır. Her iki durumda da eksiklik ve kusur vardır; ya yasa ve yönetmelikleri yapanda ya da uygulayanda. Yasa/yönetmeliğin veya uygulamanın eksikliği bunca can kayıplarına rağmen bir türlü düzeltilmiyor. Mağdurlar da vekillerden düzeltilmesini istemiyor veya etkin bir şekilde talep etmiyor. Kazalar da intiharlar da ilgililerin nakaratları da sürüp gidiyor. ‘Dün dünle geçti cancağızım, bugün yeni bir şey söylemek lazım’ sözünde olduğu gibi yeni şeyler söylemek ve yapmak gerekir.
Kaza ve intihar olaylarında taziye, sabır ve metanet dileniyor, olaylar kadere bağlanarak geçiştiriliyor. Kazalar da intiharlar da kader değildir; engellenebilir.
Sebepler değişmeden sonuçlar değişmez; sonuçlara feryat ve figan etmek ne kazaları ne de intiharları durdurur ne de kaybedilenleri geri getirir. Kaza ve intiharları doğuran sebepler ortadan kaldırılırsa kaza ve intiharlar ya engellenir ya da azaltılır.
Intiharlar bazı uzmanlara göre birilerini cezalandırma acı çektirme yolu. Ancak kültürel dokunun bu duruma yol açacak yolları kapatması gerekmekte. Değer ve sevgi ortamında büyümenin ilacı bu tür tepkimeleri önler mi diye düşündüm..Sevgi ile kalın. Saygılarımla..