Kurt kuzuya padişah olsa bu kadar adaletsiz davranmaz. .Ak Parti hükümetlerinin en fazla ihmal ettiği kesim emekli memurlar oldu. Kamu çalışanları devletin halka dönük yüzüdür. Kamu emeklileri devletin hem geçmişi hem de geleceğidir. Ak Parti hükümetlerinden önce kamu çalışanlarına yapılan zam aynen kamu emeklilerine de yansıtılırken, Ak Parti ile birlikte çalışana seyyanen zamlar yapılmaya başladı. Bu seyyanen zamlar da emeklilere yansıtılmadı. Sadece enflasyon zammı olarak verilen küçük artışlarla memur emeklileri her yıl giderek artan bir şekilde mağdur edildi. Maaşını artırmayarak mağdur ettiği yetmezmiş gibi; daha önceleri ödemedikleri birçok ücreti de ödemek zorunda kaldı kamu emeklileri. Sağlık harcamalarında katkı payından muadil ilaç adı altında ya aynı işi görmeyen ya da piyasada bulunmayan ilaçlar yazılarak ilaç parasının tamamının hastadan alınmasını sağladılar. Kamu emeklilerinin maaşına zam yaparken kılı kırk yaran hükümet, ödeme kalemlerine her yıl yenisini ekledi ve eklemeye devam ediyor. Artık zamanında; çalışırken tüm primlerini ödemiş olan kamu emeklisi bugün birçok kalem gideri yeniden artan oranda ödemek zorunda kalıyor. Kredili konut satışlarında tapular borç bitmediği için emeklinin ismine tescil edilemediği için, emekliler tek emlak için de emlak vergisi ödemekte. Evler krediyi veren bankanınsa emlak vergisini de ödesin. Hayır, emeklininse emekli tek konutta vergiden muaf, ama ödüyor. Kurt kuzuya padişah olsa bu kadar adaletsiz davranmaz.
Enflasyon ve dolaylı vergilerin hedefinde yaşayan emekliler, maaşlara yapılan dolaylı (seyyanen) zamlardan da mahrum bırakılarak, tamamen açlığa ve sefalete terk edilmişlerdir.
Emekli devlettir
Atatürk diyor ki, ‘Emekli, devletin aynadaki kendi görüntüsüdür. Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur.
Böyle bir toplumda adalet hissi, şefkat şevki tabi kaybolmuş demektir.’
Emeklileri açlığa, yoksulluğu mahküm edenler, sadece emeklilerin değil devletin de geleceğini karartmışlardır.
Açlık, sürdürülebilirken, henüz kapıları kırmadan emeklinin durumunu düzeltmeyenler, yarın düzeltmek istese de vakit bulamayabilirler. Nice ‘bin yıllık yıkılmaz düzenler’ birkaç yılda yıkıldı. Saddam, Kaddafi halktan kopmasaydı, olanı halkıyla paylaşsaydı, akıbetleri böyle olur muydu? Emekliler sadece geçmiş değil; aynı zamanda gelecektir. Gelecek de bir gün gelecek. Dün sizin gibiydik, yarın bizim gibi olacaksınız.