TBMM’yi ziyaret eden Alman öğrenci heyetinden bir gencin, ‘Bu kadar iyi şeyler yapmak istiyorsunuz da niçin seçilemiyorsunuz?’ sorusunu MHP cevaplamakta zorlanmıştı. Oy verilebilirlik oranı en yüksek parti olan MHP’nin oy verilirlik oranın düşük olması MHP’nin seçmene tanıtılamamasından ve de iyi temsil edilememesinden kaynaklanıyor.
Türkeş, 1960 yıllarda geleceğin Türkiye’si ve Türkiye’nin geleceğini planlarken Türkiye’de ilk defa siyasi, iktisadi, ekonomik, kültürel v.b. gibi tüm sorunları ve çözüm yollarını içeren bir program hazırladı. Emek- sermaye çatışması yerine işbirliğini sağlayan işçiyi çalıştığı fabrikaya ortak eden, çalışanın hakkını alın teri kurumadan veren çalışma barışını sağlayan bir düzenleme yaptı.
Millet Sektörü: Vatandaşın küçük tasarruflarının (bugünkü lot) birleştirilerek büyük yatırımlara dönüştürülmesiyle bugünkü sermaye piyasası ve menkul kıymetler borsasının temelini oluşturdu, köylünün, köyünde modern hayatın nimetlerinden yararlanabileceği; okulu, sağlık ocağı, sineması, tiyatrosunun ayağına getirilmesini, nüfusun şehirlerin varoşlarında köy kültürüyle, üretmeden yoksulluk ve sefalet içinde yaşamaması için ‘Tarım Kentleri’ projesi v.b. gibi bir çok sürdürülebilir projeyi hayata geçirdi. Doğudaki feodal yapının yıkılarak, topraksız köylüye toprak sağlamak için Toprak ve Tarım Reformu’nu uygulamaya koydu.
Aynı tarihlerde İngiltere’de düzenlenen Quantum fiziği ve bugünkü nano teknolojisiyle ilgili konferansa Türkiye’den Alparsalan Türkeş davet edildi. CKMP’den MHP’ye dönüştürülen partinin kimliğini 1969 Adana Kongresinde ‘Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslüman’ olarak açıkladı. Özel teşebbüs ve devlet yatırımlarının birlikte yürütülmesini hedef alan karma ekonomiyi kalkınma modeli olarak seçti. Hem vurguncu kapitalizme, hem de komünizme açık kapı bırakmayacak, fakirlikte değil refahta eşitlik sağlayacak bir fikir sistemi (9 Işık doktrini) oluşturdu. 12 Eylül Darbecileri tarafından bin yöneticisiyle birlikte uzun yıllar idamla yargılandı, siyasi yasağı referandumla kalkınca, kısa sürede yeniden yapılanmaya geçerek, az sayıda milletvekiliyle partisini TBMM’de temsil etti.
En ağır, en çözülmez kronik sorunlarda herkes çözümü onda aradı. Her konuda söyleyecek sözü, her soruna çözümü vardı. Tansu Çiller – Erdal İnönü hükümeti döneminde sözde ‘Ermeni Soykırımı’ iddialarına zamanın Fransa büyükelçisi Tansu Bleda da yanında olduğu halde Ermenistan Cumhurbaşkanıyla Paris’te yaptığı görüşmelerde son noktayı o koydu.
Ermenistan’ın Türkiye aleyhindeki tüm iddia ve taleplerinden vazgeçmesini sağladı. Bunun Üzerine Asala Ermenistan Meclisi’ne silahlı baskın yaptı, ölenler oldu ve Türkeş’in hazırladığı antlaşmayı imzalayan Cumhurbaşkanın istifa ettirildi. Terörün bugünkü gibi doğu ve güneydoğuyu kasıp kavurduğu, güneydoğuya pasaportla gitmenin sözünün edildiği, askerlerin cemse cemse katledildiği, köylerin insanları ve hayvanlarıyla tümden yakıldığı, hiçbir kimsenin çözüm üretemediği, herkesin çaresiz kaldığı, gelecekten ümidin kesildiği günlerde de yine Türkeş’in kapısı çalındı, sorunu 6 ay gibi kısa bir sürede çözdü, bölgeye huzur ve güveni getirdi.
Bugün yaşanan sorunların çözümüyle ilgili MHP’nin çözüm önerileri bırakın seçmeni MHP’liler tarafından da bilinmiyor. Ülkücüler ya yeni bir yol bulmalı ya da yeni bir yol yapmalı. Küçük kumaştan büyük elbise çıkmaz, büyük elbise giymek için, kumaşı büyütmek gerekir.