CUMHURBAŞKANI/AkParti Gen Bşk Erdoğan, 2018 seçimlerinden sonra başlayan düşüşü bana göre tersine çevirdi ve yükselişe geçti. Savaşta işbirliğini her zaman masada yapılan antlaşmalar değil; bazen cephedeki şartlar belirler.
Seçimin zamanını da iklim şartları değil; seçim sonuçlarını etkileyecek olaylar belirler. İklim değil; seçim şartları uygunsa seçim kaçırılmaz. Çünkü namazın kazası olur, ancak seçimin kazası olmaz.
‘Ne yaptı, ne düzeldi de yükselişe geçti Erdoğan?’ soruları yöneltilebilir? Bu konuda daha önce de yazdığım gibi son 6 ay muhalefet özellikle de ‘6’lı Masa’ olarak isimlendirilen muhalefet ‘Güçlendirilmiş Parlamenter sistem’ dışında somut; elle tutulur, gözle görünür proje sunamadı.
Kılıçdaroğlu’nu bağlayan yanlış açıklamalar yapıldı, başörtüsü ve Alevi çıkışı tutmadı, ters tepti. Bölünme ve ayrışmanın yasalar bir tarafa; anayasaya girmesi söz konusu oldu. Getirisi götürüsünü karşılamadı.
Süzgeç ne kadar su dökülürse dökülsün dolmaz; ancak belirli bir seviyeye kadar su tutar. Erdoğan’ın toplu konuttan, EYT’ye, borç silinmesinden maaş zamlarına yaptığı düzenlemeler kısa sürede olsa süzgeçte biriken su gibi biraz sonra geçecek olsa da bir rahatlama sağlayabilir. Sonrası tufan olsa da bu an seçimin zamanıdır.
Erdoğan enflasyonla mücadele ekonomisi dese de tam bir baskın seçim ekonomisi uyguluyor. Asgari ücret ve çalışanların maaşına yeniden yapılacak yüksek oranda zam, enflasyon karşısında eriyecek olsa da kaynayan kazana; altını kısmadan dökülen bir bardak suyla kaynamanın durdurulması gibi; seçmen kısa süreli de olsa rahatlatılabilir.
Büyük bir kitle içine düştüğü çıkmazdan nasıl kurtarılacağının işaretini görmek istiyor. Bu işareti görmeyince aynı şeyi yaparak farklı sonuç bekliyor. Erdoğan ekonominin daha iyi olduğu zamanlarda yapmadığını bugün yaparak yaşanan sorunların kendinden kaynaklandığını unutturabilir. Toplumsal hafıza üç haftada silinir. Hatırlatmazsanız, hatırlanmazsınız.
Hükümet bu nedenle ‘Kendini unutturma yasası’ çıkardı. Eski olumsuzlukların yeniden gündeme gelmesini engelledi.
NE YAPACAĞINIZI SEÇİMDEN ÖNCE SÖYLEYECEKSİNİZ
1982 Askeri Darbesi’nden sonra çok partili hayata geçilen partilerden Halkçı Parti Gen Bşk Necdet Calp, seçim konuşmasında Türkiye’nin sorunlarını sıralayınca, program buluşturucusu (moderatör) bu sorunları nasıl çözeceksiniz sorusunu yöneltti. Calp ‘Bunu iktidara geldiğimizde düşüneceğiz’ dedi. İktidara gelince neyi, nasıl yapacağını söyleyen Turgut Özal (ANAP) kazandı.
Sosyaldemokrat Halkıçı Parti (SODEP) Gen Bşk Erdal İnönü 1991Genel Seçimleri’ne kendisine yöneltilen ‘Sorunları nasıl çözeceksiniz?’ sorusuna, ‘Söylersem rakiplerim kopya çeker.’ Diyerek cevaplandırmadığı için, 2 anahtar vaat eden AP Gen Bşk Süleyman Demirel kazandı.
ERDOĞAN'IN 3. KEZ SEÇİLMESİ SORUNU ÇIKABİLİR
Diğer taraftan Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanaroğlu’nun Hukuk Profesörü oğlu O.Korkut K’nun gündeme getirdiği, bir veya birkaç ay önce yapılacak erken seçime muhalefetin karşı çıkma ihtimali, seçimden kaçış değildir. Anayasanın ‘bir kişi en fazla 2 kez seçilebilir’ ilkesini ihlal etmek için hukukun arkadan dolanılmasına; aynı kişinin 3. kez Cumhurbaşkanı seçilmesine imkan verecek bir seçime muhalefetin karşı çıkması ve erken seçim kararının alınamaması söz konusudur.
Kışın yapılacak bir erken seçime muhalefet de hayır diyemez, muhalefet seçime karşı çıkarsa ‘Şanı Yüce Allah başımızdan eksik etmesin, siz iyi yönetiyorsunuz’ demektir ki seçmenin karşısına çıkamaz.
Bence seçim normal şartlarda kış sonuna kalmaz!