Osmanlı dönemi Maarif Nazırı (MEB) Emrullah Efendi’nin şaka olarak söylediği, ‘Şu mektepler (okullar) olmasa, maarifi (eğitimi) ne güzel idare ederdim’ sözü bugün gerçek oldu.
Avrupa Birliği (AB) kriterlerine göre eğitim amacıyla çıkılan yolda hedeflerden uzaklaşıldı. Eğitimden vazgeçildi. Okullar kurs merkezine dönüştürülerek, merdiven altı veya tavan arası denilebilecek fiziki ortamlara taşındı. Okullar eğitim ve öğretim kurumu olmaktan çıkarılarak kurs merkezlerine dönüştürüldü.
Eğitim kişinin yeteneklerinin tespit edilerek geliştirilmesi, eğitilecek kişiye arzu edilen davranışların kazandırılması süreciyken, bugün üniversite sınavlarına hazırlık sürecine dönüştürüldü. İş, kurs olunca okullar önemini kaybetti. Kurs merkezleri okulların önüne geçti. Sınavlarda fırsat eşitliği ortadan kalktı.
Devlet okullarındaki, öğrenci, üniversite sınavlarında soru çıkmayacak birçok dersten sorumlu tutulurken, özel okullar bir kurs merkezi gibi çalışarak yalnız sınava yönelik öğretim yapabilecek. Bu eşitsizlik yetmiyormuş gibi bir de öğrencilerin notlarından oluşan Lise Mezuniyet Başarı Puanı sorunu söz konusu. Öğrencilerin sınavlarda aldıkları notlardan oluşan bu puan doğrudan Lisans Yerleştirme Sınav (LYS)’ı puanına katılacağı için, sonuçlara direk etkisi olacak.
Devlet okullarda sınav notları ince elenip, sık dokunarak verilirken, özel okullar herkese tam puan verileceğinin garantisini veriyor. Böylece özel okullar, hem tam not garantisi hem de daha fazla zaman sağlıyor; LYS’ye daha fazla hazırlanma fırsatı veriyor, alan dışı derslerden sorumlu tutmayarak.
Hal böyle olunca anlı, namlı, yüksek puanlı devlet okullarından öğrenciler özel okullara geçmenin yollarını arıyor. Devlet Anadolu Liseleri’nde sınıflar boşalırken, özel okullar yeni sınıf açıyor. Devletin yanlış uygulaması yüzünden özel sektör vermediği hizmetten haksız kazanç sağlıyor.
Devlet okullarının çekiciliğini azaltan, özel okulları cazip hale getiren, fırsat eşitsizliği yaratan uygulamayı bizzat Milli Eğitim Bakanlığı yapıyor.
Elbette ki ’Tüm okullar, MEB’e bağlıdır. Aynı yasa ve yönetmelikler uygulanır. Aynı denetimler yapılır’ diyecektir yöneticiler. Ancak özel okullar da uygulamalar da böyle demiyor. Ya özel okullar, MEB okulları çizgisine getirilmeli; tüm sınavların ortak yapılması sağlanmalı,devlet okullarında istenen kriterler oralardan da istenmeli ya da özel okullarda sağlanan fırsatlar devlet okullarına da tanınmalı. Aksi durumda sınav sonuçları tartışmalı hale gelecek, idare mahkemelerine, sonuç alınamazsa AYM’ye, oradan sonuç alınamazsa, AİHM’e milyonlarca dava açılacak ve de kazanılacak.