Samsun’da genel basına da yansıyan bunca ciddi olaylara adı karışanlar, aylardır görevlerini sürdürürken, bir okul müdürünün hukuki dayanaktan yoksun; ‘Okul Aile Birliği seçimlerinde tarafsız olamayacağı’ gibi basit bir iddiadan dolayı valilik onayıyla görevden alınması, eğitim camiasını derinden üzdü, eğitim ve öğretim barışına gölge düşürdü. ‘Bir kişi bir iddia veya eylemden dolayı ancak bir kez yargılanabilirken’ müdürün aynı hayali iddiadan ikinci kez cezalandırılması hukuk dışıdır.
Yapılan soruşturma sonunda, uygulamanın hukuksuz olduğu görüldüğü ve müdür görevine iade edildiği halde, aynı müdürün yine aynı gerekçeyle bir kez daha görevden alınmasını ve başka bir ilçeye öğretmen olarak atanmasını milli eğitim müdürü hangi hukuki kritere dayandırıyor, nasıl izah ediyor?
Milli Eğitim Müdürü, okul ve eğitimle değil; okulun otoparkı veya çay bahçesiyle daha yakından ilgilenebilir. Ancak Sayın Şahin, Samsun’un eğitim kalitesini yükseltmek için seferber olmuştur.
Valilik onayıyla yapılan bu hukuksuz uygulama mahkemeden önce Samsun Valiliği tarafından düzeltilmeli... TRT Genel Müdürlüğü de yapmış olan Vali Bey, birçok validen çok daha iyi bilir ki, yöneticilere karşı asılsız suçlamalar yapılabilir. Yapılmayan bir aile birliği seçiminde müdürün ‘tarafsız olmayacağını’ öngörmek, sadece niyet okuyuculuktur. Ameller niyetlere göre değişir, ama amirler niyetlere göre hareket edemez, uygulama yapamaz, ceza veremez. Somut belge, yeterli bilgi olmadan kimsenin görevine son verilemez. Milli eğitim müdürünün görülmez amacı ne olursa olsun, görülür kılıfı ;niyet okuyuculuk, somut ve hukuki değildir.
Cinayet, yaralama, intihar, fuhuş, uyuşturucu, tecavüz, ensest ilişki v.b gibi 3. sayfa haberleri olarak isimlendirilen olaylarda Samsun’un ilk sıralarda yer almasının sebebini şimdi daha iyi anlıyorsunuzdur.
Cehaletle mücadele etmesi gereken kurumun en yetkilisi böyle davranırsa, bu ilde yaşanan bunca acı olay, aslında şartları oluşturulmamış, yaşananlardan daha büyük felaketleri barındıran yapay bir sükunet, fırtına öncesi sessizliktir.
Böyle il müdürler olduğu için, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanı milli Güvenlik Kurulu’na katılırken doğrudan doğruya ülkenin güvenliğiyle ilgili olan Milli Eğitim Bakanı bu MGK üyesi değil.