Cemaat ve tarikat yöneticisi ayrıntılarını önceki yazılarımda belirttiğim gibi; 6 yaşındaki kızıyla 26 yaşındaki cemaat mensubunu nikahlıyor, pedofili, sapık cemaatçi çocuğa yıllarca tecavüz ediyor, çocuğu hamile bırakıyor.. Olayın yargıya taşınması örtbas edildikten yıllar sonra 2020’de mağdurun şikayeti üzerine olay yeniden yargıya intikal ediyor, ancak 2022’de şüpheliler 27’şer yıl hapis cezasıyla yargılanmak üzere dava açılıyor, taraflardan ne tecavüzcü ne de onaylayanlar; hiçbiri tutuklu yargılanmıyor. İlk kez 6 ay sonraki duruşma için adliyeye gidecekler.
İnanılmaz, ama gerçek; Eğitim Bakanlığının resmi eğitim politikalarını çocuk tecavüzüyle bilinen cemaatler belirliyor, cemaatler fiziki olarak da okullara girebiliyor. ‘Ne işleri var okullarda?’ dediğimizde ‘FETÖ ile mücadelede onlardan yararlanıyoruz’ diyor devleti yönetenler.
ABD’nin IŞİD’le mücadelesine destek veriyor kisvesi altında PKK/PYD ve benzeri terör örgütlerine ağır silahlar verip, her türlü yardımı yapmasını eleştiriyoruz, ‘Terörle mücadelede başka bir terör örgütüyle iş birliği yapılamaz’ diyoruz, ancak biz içerde aynı işbirliğini cemaatlerle yapıyoruz. Türkiye’de de FETÖ ile mücadele kisvesiyle sapık cemaatlere devlet destek veriyor hatta okullara sokuyor, eğitim politikalarını yönlendiriyor.
Dünyada para dine yön verirken veya hükmederken, Türkiye’de din paraya hükmediyor, siyasete yön veriyor.
Devletin resmi, hukuki görevlileri herkesle mücadele edebilecek güçteyken cemaatlerin okullarda veya devletin diğer organlarında ne işi var? 15 Temmuz Kalkışmasında hangi cemaat ne işe yaradı? Çocuk ve kadın düşmanı cemaatler, bilinen terör örgütlerinden çok daha büyük tehlikedir devletin bekası için.
Çocuklar devlete güvenilerek okula gönderiliyor. Çocuğa cinsel yönelimi olan pedofilidir, sapıktır, çocuklarla aynı ortamda bulunmaları tehlikeli ve yasaktır. Devletin görevi bu ruh hastalarından çocukları korumakken devlet eliyle çocukların arasına girmeleri kıyamet alameti değil de nedir?
Yaşadığımız sorunların sebebi olarak gösterilen FETÖ kalkışmasından hiç mi hiç ders alınmadı. Suçlularla devlet görevlileri zincirin halkaları şeklinde temas edebilir, ancak halkaların iç içe geçmesi durumunda zincir oluşur; artık devlet suç örgütüyle bütünleşmiştir; kimin kimden yararlandığı veya kimin kimi kullandığı felaketten sonra ortaya çıkar.
Dünyanın hiçbir yerinde tarikat ve cemaatler bu kadar çok kamu kaynaklarını ve nüfuzunu kullanamıyor. FETÖ’ye sağlanan kaynak ve nüfuz kullanımı aynı şekilde yine diğer zararlı cemaatlere kullandırılıyor. Einstein ‘Aynı şeyi yaparak farklı sonuç beklemek, ahmaklığın tanımlarındandır’ diyor. Tamı tamamına aynı şeyi yapmaktan bıkmıyor, denemekten yorulmuyoruz. Aynı şeyi yaparak farklı sonuç bekliyoruz. Milletin evlatları yöneticilerin ihmallerinden can veriyor, devletin ekonomisi çöküyor.
İKİ MÜDÜRÜN DE KARIŞTIĞI LİSEDE TECAVÜZ KUMPASI!
Türkiye, 6 yaşında evlendirme skandalıyla çalkalanırken iki okul müdürünün de içinde olduğu inanılmaz bir istismar olayı da Konya’da yaşandı; 17 yaşındaki lise öğrencisi kız, okul müdürü tarafından ‘Seni Milli İstihbarat Teşkilatı'na memur olarak alacağız’ diyerek kandırıldı, kendini MİT’çi olarak tanıtan kişinin günlerce istismarına uğradı, hatta sözde nikah da kıyıldı müdürün odasında, kızın babası da okula çağrılarak istismarcıyla tanıştırıldı.
Kızın ailesinin şikayeti üzerine iki müdür açığa alındı, tecavüzcü tutuklandı. Müdürler kendilerinin de ‘kandırıldığını’ söyledi. Bunlar, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı devletin lisesinde meydanda geldi. Öğrencileri her türlü tehlikeye karşı korumakla görevli okul müdürleri cinsel saldırıya aracılık etti. Müdürler de tutuklu yargılanmıyor, 6 yaşındaki kızını evlendiren, o çocuğa tecavüz eden de müdürü olduğu okuldaki kız öğrencinin uzun süre cinsel istismara uğramasına aracılık eden müdürler de dışardaysa hapishaneleri kimler dolduruyor? İçerdekilerin suçları mı bunlardan daha ağır yoksa bunları koruyan mı var?
Kıyamet alameti olarak nitelendirilebilecek olaylar yaşanırken, yetkili, yetkisiz kimsenin sesi çıkmıyor? Kanınız mı yoksa beyniniz mi ruhunuz mu dondu? Sıranın sizin çocuğunuza gelmesini mi bekliyorsunuz? Sesiniz çıkarken feryat etmezseniz, yarın gözyaşlarınızı içinize akıtmak, kendi feryadınızı kendiniz duymak zorunda kalacaksınız.