MHP Gen Bşk Bahçeli’nin de söylediği gibi kamuyu zarara uğratan özelleştirmeler iptal edilmeli; elektrik devletleştirilmelidir. Seçimin zamanından önce yapılacağı ifade edilirken yanlış özelleştirmelerin iptali belirleyici olacaktır. Üniversite sınavlarının zamanında yapılacak seçimlerle çakışması ileri sürülerek tarih değişikliğine gidilmesi seçimin zamanında yapılacağı anlamına gelmez,algı oluşturmak için olabilir. Kış biterken eski veya yeni yasayla seçime gidilecektir.
Rusya-Ukrayna Savaşı ve pandemiden kaynaklanan ve giderek artan jeopolitik risklerin bozulan küresel tedarik zincirlerini olumsuz yönde etkilediği, enerji, çeşitli ara malı ve emtia ürünlerinde arz kısıtlamalarına ve küresel bazda tek rakamlı fiyat oynaklıklarına neden olduğu doğrudur.
Türkiye’deki enflasyon hesaba katılmazsa dünyadaki enflasyon 4 puan düşecek; Türkiye tek başına küresel enflasyonu 4 puan yükseltti. Türkiye’deki en az 3 rakamlı enflasyonun nedeni küresel değil; yerli ve millidir.
Devlete ait ne varsa; demir/çelik, kağıt, sigara, şeker ve benzeri tüm fabrikalar hurda demir fiyatına ‘Babalar gibi’ satıldı. Çalışanlar devlete, fabrikalar satın alanlarda kaldı. Bir şey yapmadan maaş alanlar devlete yük olurken, fabrikaların arsaları aldıkları fiyatın çok üstünde müteahhitlere devredildi.. Çalışıp üretmek yerine ithalat tercih edildi, üretmeden tüketildi. İthalat arttı, ihracat azaldı.
Hiçbir şey üretilmediği için dünyanın diğer ucundan gelen ürünleri satınalmak veya alamamak zorunda kaldık. Cari açık arttıkça Türk lirası yabancı paralar karşısında hızla değer kaybetti. Yabancı ülkelerin üreticileri bizim ülkemizin ithalatçıları zengin olurken, halk temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar fakirleşti. Yani, enflasyonun sebebi dış güçler değil; iç güçler.
ABD’nin Suriye’den fırlattığı birkaç füzenin peşinden Türk askerini Suriye’ye sokmasının sebebi; Türkiye’de konut talebini artırıp konut sorunu yaratmak değil; sınır bölgesindeki Suriyelilerin Türkiye’ye gönderilerek, boşalttıkları yerlerde işbirliği yaptığı PKK ve uzantılarının kontrolünde garnizon bir devlet kurmaktı.
Demir/çelik, çimento fabrikalarının satılması, pandemi nedeniyle öğrencilerin uzaktan öğretim yapması, konut talebini düşürdü. Ancak pandemi sonrası hem eski hem de yeni öğrencilerin üstüne üstlük bir de sığınmacı ve yabancıların konut talebinin artması konut fiyatlarını ve kiraları patlattı.
Petrolün varili 160 dolardan 25 dolara düştüğü zamanlarda da Türkiye’de akaryakıta zam yapıldı. Petrol fiyatları arttıkça akaryakıttan alınan vergilerin düşürülmesi hatta kaldırılması gerekirken vergiler de artırıldı. Akaryakıt fiyatları ve doların artışı enflasyonu tetikledi. Dünyayla alakası olmayan Türkiye'ye özgü bir uygulama.
Patates soğan satan devlet, şeker satamadı. Şeker fabrikaları satıldı, satılmayanların ürettiği şeker de halka değil; şeker fabrikalarını alanlara verilince, şekerde tekel oluştu; şeker yılda yüzde 500 arttı. Yıllarca devlet ürettiği elektriği satarken, satışı bıraktı, birkaç yıllık geliri karşılığı 25 yıllığına satıldı. Alanlar istediği fiyattan elektriği satarak para basarken, vatandaş lambasını yakamaz oldu.. Alanların elektrik dışı harcamalarını da elektrik tüketicisi ödemek zorunda kaldı.