Suriye ve Iraklı mültecilerden sonra Türklerin Avrupa yolculuğu da yeniden başladı. Mülteci krizi fırsat mı yarattı, yoksa erken seçim yaklaştı da, AB üyeliği anıları mı depreşti? Ak Parti 14 yıl önce Türkiye’yi AB’ye üye yapıyor diye iktidara gelmiş, gündüz havai fişeklerle kutlanmıştı. Artık sınavsız herkes Avrupa’da üniversiteye gidebilecek, ehliyetini alan Avrupa yollarında tır sürecek, malasını, çekicini alan Avrupa’da çalışacaktı.
Peki , zaman ne gösterdi? Terör örgütü PKK’ya taviz, Fener Rum Patrik’i Bartholomeus’a Ekümenik ve arazi, domuz etine kasaplık hayvan ruhsatı verildi… Zina suç olmaktan çıkarıldı. Yıllar sonra yetkili ağızlar zamanın Başbakanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül, ‘AB yöneticileri ayak oyunu yapıyor. Dediklerinin hepsini yaptık. Bitmek tükenmek bilmeyen istekleri devam ediyor’ diyerek AB defterini kapatmıştı.
Avrupa’ya geçmeyi başaran; özellikle Suriyeli mültecilerinTürkiye’ye geri alınması karşılığında 78 milyon Türkün vizesiz Avrupa’ya alınması gündeme geldi. Son olarak 24 yaşındaki bir Suriyelinin Almanya’nın başkenti Berlin’de çadır yetmediği için geceyi dışarıda geçirmek zorunda kalması ve soğuktan donarak ölmesi, Avrupa’da soruna acil çözüm aranmasına neden oldu.
Kasım ayında mülteci krizini vizeyle veya vizeyi krizle çözmeyi planlayan Başbakan Davutoğlu ve AB yöneticileri ‘karşılıklı tavizlerle anlaştı’. Sözde anlaşmaya göre; Türk vatandaşları Ekim 2016’dan itibaren Avrupa'ya vizesiz seyahat gerçekleştirebilecek. Fakat bunun için geri kabul anlaşmasının (GKA), uygulanması şart koşuluyor. Geri kabul anlaşması temel olarak, Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden kaçak göçmenlerin Türkiye’ye geri gönderilmesini öngörüyor. Zurnanın zırt dediği yer de burası Türkiye, Avrupa’nın 400 bin mülteciyi kabul etmesini talep ederken, Avrupa da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşan tüm göçmenlerin Türkiye’ye iadesinin kabulünü istiyor. Bunun dışında Türkiye, AB'ye üyelik sürecinin hızlandırılmasını, 3 milyar Euro finansal destek verilmesini, Türkiye vatandaşlarına Schengen Bölgesi'nde vize serbestiyeti sağlanmasını, AB ise bu taleplerin yerine getirilmesi için Türkiye’den, Ankara'nın sınır güvenliğini artırmasını, insan kaçakçılığıyla etkin mücadele edilmesini, Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanmasını istiyor.
AB’nin kırmızı çizgileri var
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, anlaşmanın 'AB'nin insan hakları ve basın özgürlüğü konusunda temel görüş ayrılıkları bulunduğunu gözardı etmelerine yol açmayacağını, Türkiye'nin üye olmak için tüm şartları yerine getirmesi gerektiğini ' söyledi.
Yine Türkiye AB’nin taleplerini karşılayacak; AB göçmenleri iade ettikten sonra ipe un serecek; üyelik başka baharlara kalacak. Bir kez aldatılırsa ‘yazıklar olsun’ aldatana ki güveni istismar etti. Ancak çok kez aldatılırsa ‘yazıklar olsun ‘ inana ki yalancıya inandı.