Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK)’nun üniversitelerdeki PKK yapılanmasına göz yumması üniversiteleri kanlı olayların yaşandığı ‘1980’ öncesine çevirdi. Tüm üniversiteler PKK ve marjinal sol terör örgütlerinin tehdidi altında. Gerginlik her gün biraz daha artıyor. Az sayıda ki militan öğrencilerin ders yapmasını engelliyor. Üniversiteleri terör örgütlerinin propaganda alanına çeviriyor. Herkes kendi güvenliğini kendisi sağlamak zorunda kalırsa ki ‘80’ öncesi bu yaşandı, aynı şey yapılırsa aynı sonuç çıkar; Türkiye kan denizine döner.
YÖK Başkanı ve rektörler görevden alınmalı
Üniversiteleri barut fıçısına çeviren rektör ve dekanları görevde tutan YÖK başkanı derhal görevden alınmalı. Tüm uyarılarımıza rağmen terör destekçisi hocalar hala üniversitelerde PKK propagandası yapmaya devam ediyor.
‘Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Nazan Üstündağ;
-Terör örgütü PKK'nın yayın organı Özgür Gündem'de yazıyor, IMC TV'ye çıkıyor. 'Hendekler yeni mücadele mekanizmalarıdır' diye konferanslar veriyor. Sosyal medya hesaplarında açıkça terör propagandası yapıyor. Bu kadın Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde ders veriyor, öğrencileri zehirliyor, maaş alıyor ve terörizme açıkça destek veriyor.’ Benzer uygulamalar birçok üniversitede var. Dünyanın hiçbir yerinde terörü teşvik eden ve terör propagandası yapan birinin üniversitede ders vermesi mümkün değilken bu tip personelin görevine son vermeyen rektörler sürelerinin dolup dolmadığına bakılmaksızın görevden alınmalıdır.
Erdoğan üniversitelere giremez
Bu rektörlerle devam edilmesi durumunda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da öğrenciler gibi; kısa bir süre sonra üniversitelere giremeyecektir. Yeni rektör atanırken veya eski rektörlerin görev süreleri uzatılırken, PKK terörüne teslim olmayacak, öğrencilerin ihtiyaç duyduğu eğitim ve öğretim ortamını sağlayacak kararlılıktaki adaylar belirlenmelidir. Kendi rahatlıkları için, on binlerce öğrencinin can güvenliğini tehlikeye atacak rektör ve dekanlar da sorunun çözümünde rol almadıkları için aynı terör destekçileri gibi; sorunun parçası olacaklardır. ‘Ne lazımcı, gölgesinden korkan, elindeki yetkiyi kullanamayan yöneticilerin’ böyle kritik yerlerde göreve getirilmesi ihmalden öteye ihanettir. Üniversitelerde bilimsel çalışma yapılabilmesi için öncelikle can güvenliği sağlanmalıdır. Yaşama hakkı olmayanların hiçbir hakkından söz edilemez. Bugünkü YÖK üniversitelerde, bilimsel çalışmaların önünü açmak bir tarafa, can güvenliğini bile sağlayamayacak durumdadır. Ege üniversitesinde hayatının baharında ölüm göstere göstere geldi. Öğrenci can güvenliğinin olmadığını Rektör’e, YÖK’e, İçişleri Bakanlığı’na, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı’na, MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural’a bildirmesine rağmen, Fırat yılmaz Çakıroğlu üniversite içerisinde bıçaklandı, sağlık ekipleri geç müdahale etti ve hayatını kaybetti.
Her üniversite durum buna yakın. Bu olaylar başladığında arkası alınamaz. Domino etkisi yapar. Kan oluk oluk akar. Herkes aklını başına toplasın. Üniversiteler öğrencilerindir. Teröristlerin değil.