Samsun Valisi İbrahim Şahin, ilk kararnamede görevinden ayrılıp internet medyası patronu olacakmış gibi; ‘Çalışan Gazeteciler Günü’nde internet medyasını övdü ve ‘Dünyada artık köklü gazete ve televizyonlar kapatılarak yerlerini sosyal medya alıyor’ dedi. Vali Şahin basındaki eleştiriler konusunda da ilginç değerlendirmelerde bulundu; kısa süreli tatmin için şehvetten beslenen gazetecilerin olduğunu, böylelerinin kendilerini etkilemediğini, bu eleştirilere alıştığını, hatta nasırlaştığını, kendilerine cevap verme gereği duymadığını söyledi. Basının düz ayna gibi; olanı gösterdiğini, yazılanın beğenilmemesinin, aslında yapılanın beğenilmemesi olduğunu hesaba katmadı. Durum Vali bey’in anlattığı gibi mi?
İnternet gazeteciliği, sosyal medya ve yazılı basının dünya ve Türkiye’deki durumu incelendiğinde paralelliklerin yanında derin farklılıklar da gözleniyor. İletişim teknolojisinin gelişmesiyle vatandaşın olan biteni öğrenmesi hızlandı. Akıllı telefonlar, internet medyası, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla gazeteler daha baskıya gitmeden vatandaşa ulaşabiliyor. Ulaşıyor ama ne ulaşıyor?
İnternette dezenformasyon
İnternet ve sosyal medyadaki bilgi kirliliği (dezeformasyon), okuma ve izlemeyi tehlikeli hale getiriyor. Bu hızlı ve yanlış bilgilendirme, Samuel Poket’in ‘Her okuduğuna inanan hiç okumayandan daha tehlikelidir’ sözünü doğruladı. İnternet medyasından gelen bilgilerin süzgeçten geçirilmeden kullanılmasının kurbanlarından birisi yılların gazetecisi Nazlı Ilıcak oldu.
Ilıcak, Can Dündar’a ait bir sözü internet medyasından Mevlana’ya aitmiş gibi alıp, köşesinde okuyucularına sunarken, başka bir yazsında yine internet üzerinden aldığı yanlış bir bilgi sonucu meşhur Çek asıllı yazar Franz Kafka için Fransız deyince tabi ki rezil oldu. Başka bir skandal olay da İzmir’de yaşandı.
İlkokul öğrencilerine destek olsun diye MEB tarafından tavsiye edilen bir derginin basımında basımevi, internet üzerinden Nasreddin Hoca’nın ‘Göle maya çalmak’ adlı fıkrasını, kes, kopyala, yapıştır yöntemiyle dergiye alınca İzmir’de yer yerinden oynadı. Okullarda satılan dergide fıkra şöyle anlatılıyor: ‘Nasreddin Hoca bir bakraç yoğurt almış göl kenarına gitmiş, bir esrarlı sigara yakmış, tüttürmüş…’.
Çocuğunun okulda satın aldığı dergiyi okuyan veli soluğu Milli Eğitim müdürlüğünde almış, dergi toplatılmış, soruşturma açılmış.
MHP Gen Bşk Yrd Şefkat Çetin’in bölücü teröristleri eleştirirken söylediği ifadeler, parti içi muhalefet için söylenmiş gibi sosyal medyada paylaşılıyor. Kimin, nerede, ne zaman, kim için söylediği araştırılmadan yapılan paylaşımlar, parti içerisinde büyük tepkilere neden oldu.
Paylaşımın ne zaman ve kime karşı yapıldığını bildiğim için, tepki gösterenlere açıklamayı gönderdim. Hepsi çok mahcup oldular. Neymiş? Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek içtiği gibi internet haberlerinin doğruluğu yeniden araştırılması gerekiyor.
Sosyal medyada doğrular kadar yanlışlar da paylaşılıyor. Yanlışın yıkıcı etkisi, doğrunun yapıcı etkisinden çok daha fazla olduğu için, telafi edilmez zararlara sebep olabilir. Haberin hızı kadar doğruluğu da önemlidir. Aksi durumda ‘hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun’ denilecek bir durum ortaya çıkar ki tek başına hız bir anlam ifade etmez.
Gelen bilgi ve haberlerin ne kadarının doğru olduğu, ne anlatılmak istendiğiyle ilgili güvenilir uzman gazetecilerin arka plan haberleri, analistlerin sis perdesini aralayan, hatta karanlığa ışık tutan derin yorumlarına okuyucu ihtiyaç duyuyor.
Kes, kopyala, yapıştır tekdüze bir uygulama olsa da ajanslardan alınan haberlerle herkes aynı hız ve kalitede (görüntü-içerik) haber üretebiliyor. Yepyeni bir hız, aynı yerden beslenen kanal ve sitlerin haber atlaması da atlatması da söz konusu olmuyor veya zorlaşıyor.
İnternet, yazılı basının satışını belirli bir ölçüde olumsuz yönde etkilese de okunma oranını aynı oranda düşürmüyor, aksine artırıyor. Bir kişinin satın aldığı gazetenin çok kişi tarafından okunmasını sağlıyor. Okunan gazetelerin sayısı satılan gazetenin sayısından 4-20 kat daha fazla.
Gazete satın alamayanlar da bir şekilde uzman gazetecilerin, derin analistlerin bulunduğu gazeteyi okuma ihtiyacı duyuyor. İnternet medyası bu gazetelerin okunmasına engel olmak bir tarafa işaret fişeğinin önceden ateşlenmesi gibi, konuları önceden haber vererek doğru analiz için okuyucuyu doğru gazetelere yönlendiriyor.