Hidrojen kendinden iki verir, oksijen bir verir su doğar. Hidrojen oksijene general olarak yaklaşmaz, bir oksijen iki hidrojenin başına imam olmaz. Paylaşmak çocuklar gibi, ağacın kendini paylaşması ormanları yaratır.
Kimle neleri yaratıyorsun yaşamda. Ormanlar mı, çöller mi, çöllerde vahalar mı? Yoksa sadece bir serap mı gördüğün? Kendinde.
Hikaye dinleyerek kimse kahraman olmaz. Hikaye sahte anıdır. Anı anların üstünde durmakladır.
Herkes kendinin kahramanıdır. Anılar yazarak kendini kurtarır. Başkalarının hikayeleriyle kimse kurtulmamıştır. Yaşayabileceğin iyi ne varsa önünde onu yaşa. Tanrıya okutabileceğin hikayelerin olsun.
Geleceğe inanç duyulur, geçmiş bilgidir. Sen kalemsin. Şu an inanç ve bilgiler ışığında yazılmaktadır. Işığı açmazsan yazamazsın. Işığı açar gözünü ışığa dikersen gözünü kör eder yine yazamazsın.
Kötü, çirkin olan; İnanç yerine zan duymak; Bilgi diye artniyetlerle, menfaatlerle kirletilmiş bilgiyi dinlemektir. Şu an yazılanları bozar.
İnanılacak şeyler insanda umut, sevgi, saygı, emek, ahlak, dürüstlük yaratır. Zan tükenmişlik, korku, önyargı, tembellik, zarar verme, yalakalık ve iftira yaratır. İnanılacak şeyler hakiki diğerleri yalandır.
Bilgiyi anı olarak sen yaşamışsan tecrübedir. Başkası yaşamışsa anıdır. Başkası başkasının anılarını anlatıyorsa hikayedir. Daha eskilerdekiler inanılacak gibi değil efsanedir. Efsaneler mittir. Mit simgedir. Simge manayı simgeler. Anı yaşamamış manayı anlayamaz.
Anı yaşa ki, her şey görünür olsun senin için. Yoksa gördüklerini farklı tanımlarlar, bu da psikolojik rahatsızlık yaratır. İçine psikolojik rahatsızlıklar sokarlar. Gördüğünü yanlış anlayan psikolojik rahatsızdır. Şizofrenler gördüklerinden çok başka manalar çıkarırlar, manadan uzak. Sapık gördüklerinden sapıklığını destekleyen şeyler anlar.
Paraların, makamların üstünde yükselinmez. Orda yükselen benlerdir. İnsan anıların üstünde yükselir. Yaşayamayacağı anıları hikayelerle tamamlar. Efsanevi hikayeler anlaşılması gerektiği gibi anlaşılmazsa anıları bozar. İnsana anı yaşatmaz olur.
İnsan yaşamak için yaşamdadır. İnsan hayatın nerde, neyde olduğunu bulmak için hayattadır. Yaşanmayan yaşamlar, iyiyi bulamayan hayatlar, zarar ziyandır.
Anlar peşpeşe dizili iptir. Anların üstünde durmak ip cambazlığıdır. Anların üstünde anılar yazılır. Sol geçmiş sağ gelecek. Sağa yada sola düşmek ipin üzerinde durmayı becerememektir. Kıldan ince kılıçtan keskin sırat köprüsü. Dosdoğru yol, sıratı müstakim anlara kendin olarak tutunmaktır.
Anlar içi boş şeffaf kürelerdir. İçine ne doldurursan odur. Geçmiş yada gelecekte durmak onu boş bırakmaktır. Onu herhangi bir benle doldurmak onu o benin yapar. Kendinle doldurmak kendinin yapar. Hikayelerle doldurmak onu hikaye eder. Korkuyla doldurursan korku, sevgiyle doldurursan sevgi olur. Sen ne koyarsan onla dolar.
Bir suyun ne kadar temiz olduğu H₂O’suna inilirse anlaşılır. Bir insanın ne kadar insan olduğunu anlamak için anlarının içine girmeli.
Ya hikayelerle zihnini yerler. Ya da sen bizzat yaşayarak ne olduğunu tecrübe edersin. Zihnin güncellenir.
Zihnin hikayelerle mi dolu? Çöp! Anı yaşamalısın anda. Anlarını kendinle doldurmalısın.
Evlatlarını yaşamazsan anbean, onlara kendini, onlara hayatlarını yaşatmazsan onlar birgün seni terkeder, şimdiden terketmiştir de henüz açık kapı bulamamıştır. Eşini yaşamazsan, ona hayatını yaşatmazsan, o görünürde orda görünse bile çok uzaktadır, orda değildir. Kim seni ne yapsın, sana denk gelen gücü paylaşmıyorsan. Arkadaş dediğin bile anını paylaşmıyorsan aklın başka yerdeyse sadece menfaati için ordadır. Menfaati bitince arkadaşlığı biter.
Sağ sol, ileri geri, yukarı aşağı, içersi dışarsı senin anın neresinde olduğunu gösteren google hesabı, gps bağlantısıdır.
Yaşamın neresindesin? Uzağında mı? İliklerine kadar içinde mi?