Adam mimarlık okuyor, boş boş alacak… Daha ne istiyorsun dedim, kaçırma bu fırsatı. Ülkemizde firmalara öğrenciden daha çok ihtiyaç var. Hatta öğrenciler firmalar için bir malzeme. Malzeme olarak görevimizi tamamlayacağız, ben de öğrenci babası olarak buna hazırım. Onların satamadıkları bilgisayarları alacağız hep beraber. Üzerimize düşen görev bu. Biz görev adamıyız. Üstelik bu fiyatlara çok daha iyi ikinci el bilgisayarlar varken. Kendimizi feda edecek. Yaşasın firmalar diyeceğiz. Devlet vergi almayacak, firmalar karlarından gram yağ vermeyecekler. Ayakta dursunlar. Daha güzel dursunlar, ne de güzel, hep de güzel dursunlar. Sonra durup acaba fikrimi değiştirsem yeni medya iletişimde okuyan oğluma hiç işine yaramayacak bir telefon mu alsam diye geçiriyorum. Hiç işine yaramayacak belgesel, haber ödevlerinde ona yardımcı olmayacak boş kareler çeksin diye. Çünkü telefon vergileri daha fazla, daha fazla kar edeceğimi düşünerek. Kendimi feda ederek kar edeceğim. Fedakar olarak anılacağım.
Öğrenci arkadaşım diyor ki; abi hep aynı şeyi yapıyorlar. “Hep aynı şeyi yapıyorlar”. Seviniyoruz. Bu cümle çok önemli. Zihnimize yerleşti. Zararımıza olanın aslında karımıza olduğu anlayışına ermek insanı kamil olmakla aynı. Biz nerden bilelim kamillik nedir ki? Bilmemenin verdiği rahatlık, iç huzur. Bir kuruluyor içimize akıl almıyor, akla gerek yok zaten, akıl şeytanın ta kendisi.
İnsanlar yardım için vardır, bankalar firmalar kar etsin diyedir. Bankalar lüzumsuz lüzumsuz karlarından ödün verip öğrenciye faizsiz kredi vermesin. Birlik miyiz? Hayır! Aynı mıyız? Hiç de bile! Seviyemize düşüp bu kampanyaya ortak olmamalılar. Bu konuda bankaların yanındayım. Yanında derken lütfedip de yanaştırırlarsa. Yoksa haddimi bilirim, ne haddime?
Artık yavaş yavaş anlıyoruz. Bizden öncekiler yanılmışlar; biz zengin hayatlar yaşamak için değiliz, biz daha fedakar olmalıyız ki zenginler daha zengin olsunlar ve bu gerçekten onur verici.
Mazot bilmem kaç lira olmuş diye şikayet eden delidir. Olmuşsa daha çok almalı, daha çok gezmeliyiz. Süt Allah’ın sütü 30 lirayı geçti, daha çok içmeli hatta kleopatra gibi süt banyoları yapmalıyız. Bir an önce bitmeliyiz, icralık olmalı elimizde avucumuzdaki son kalanları da vermeliyiz. Ülkenin büyümesinde ölçü olan varlıklı rol modellere katkımız olsun. Hiçbir şeyimiz kalmayınca emekliler olarak daha fazla ülke sırtına yük olmamalı umutsuzluktan ölmeliyiz. Ve tarih bizi ekonomi şehidi olarak anmalı. Hatta yılda bir günü ekonomi şehitleri bayramı yapmalı ardımızdan gelenlere kutlatmalıyız. Çelenk falan koymalılar dilenci gibi resmedilmiş halimize. Pazardan çöp toplarken heykellerimiz olmalı.
Evet Allah bizi mübarek bir iş için yarattı. Fedakarlık. Fedakarlığın ne olduğunu nerden bilebiliriz ki? Bize ne denirse o. Bizim bakış açımız anlayışımız kıt. Bunu anlıyor ve kabul ediyoruz. Allahtan önce başımızdakilere şükrediyoruz. Onlar bizim kahramanlarımız. Bizi fedakarlığa kurtardılar, ekonomi şehidi olmamız için imkanlar yarattılar. Hamdolsun şuna, hamdolsun buna… Aaaa Allah’a şükretmeye zaman kalmadı. Olsun onu da Allah’a affettirecek olan onların yüzlerinin sularının hürmeti. Yüzünüzün suyuna kurban olalım. Evet kurban olmak, koyun, koç, keçi, inek… İnsanlığın bir sonraki evrimi? Biz şimdiden keşfettik. Evlatlarımız sırtlarının az aşağısına kınalar çalınmış kuzu.
Halkın refahıyla büyümüş devlet var mıdır bilmiyorum. Hiç yurtdışına çıkmadım. Çıkmam israf olurdu zaten. Halkın mutluluğuyla medeni olabilir mi bir devlet? Olamaz! Halk acı çekmeli ki acılar kutsaldır, mutluluk iğrenç bir şeydir. Ne o mutlu olacan da pis pis sırıtacan öyle mi? Ne kadar itici. Sen o dişleri diş doktoruna gösterirsin ancak. Sonra acı çeken ülkelere Allah yardım eder. Bir insanın acı çekebilmesi için yarım yamalak bir eğitimle eğitim eksiği çekmesi lazım. Çile çekmek diye buna derim; Özgüven yoksulluğu kutsaldır. Bu olmazsa olmazdır. Evet Afganistan, Suriye, Irak, Filistin daha fazla acı çekmekte ülkelerle yarışıyorlar. Ne sandın? Bunu Allah sever sen ne diyorsun? Ne denirse o! Kabul etmek, hoşgörü bu milletin erdemi.
Sakın isyan etme diyorum öğrenci kardeşime. İsyan eden Prometheus’u tanrı kabul etmiş olur, şirke girer. Çünkü ***Prometheus da öyle Zeus’a isyan etmişti, hatta utanmadan bir de Hephaistos ve Athena’nın atölyesinden ateş çalmıştı. Pü yazıklar olsun Prometheus’a hırsız zibidi. Asi pezevenk.
Tamam kimsenin bir şey dediği yok. Hak eden hak ettiğini almıştır. Hak eden hak ettiğini aldıktan sonra hak ettiğinin hakkını vermeli.
*** https://wannart.com/icerik/42291-prometheusun-cesur-ayaklanmasi-insanliga-verilen-atesin-hikayesi