Dünyaya gözlerimi açtığım 56'lardaki evimizden yaklaşık 22 yıl kalacağımız Kurupelit'teki yeni yuvamıza taşındığımızda iki yaşındaymışım.
Bahçe duvarına dalgaların vurduğu, çocukluğumun, ilk gençlik yıllarımın geçtiği denize nazır 6 katlı Özgür apartmanı, o zamanlar köy olan mahallemizin en yüksek binasıydı.
Çocuk aklımla bu bir övünç kaynağı olarak görürdüm niyeyse.
Köyümüz, kısa süre sonra Kurupelit Beldesi oldu. İlk başkanı hayatımda tanıştığım ilk siyasetçi Durmuş Ali Kılıç. Küçücük boyu kocaman yüreği ve Kurupelitlinin ona verdiği isimle Küçük Ağa...
Bizim apartmanın hemen yanındaki güzel ev meşhur Galeri Cengiz'in yazlığıydı. Cengiz Amca, eve ara sıra gelir, denize karşı birasını yudumlar, benim bu dünyadaki ilk dostum olan köpeği Loft'la karşılıklı leblebi yerdi. Çatısındaki penceresine hayran olduğum evini, çocukluğumun en büyük travması olan Loft'un bahçedeki tütün zehrini yiyerek ölümünden sonra , oturduğumuz apartmanın sahiplerine sattı. Loft'un üç minik yavrusunu da bize emanet edip ağlayarak çekti gitti mahalleden. Bize her köşesi Loft'un hatıralarıyla dolu koca bir bahçe bırakarak.
Evimizin az ilerisinde ise meşhur Körfez Restoran vardı. Samsun'un en kalburüstü isimleri orada yemeklerini yerlerdi. Biz ise en fazla kıymalı yaptırmaya giderdik Körfez'e. Kasanın hemen yanındaki masada, annemin içini hazırladığı kıymanın mutfaktan kıymalı olarak çıkışını beklerken seyrettiğim restoranı bugün bile santimi santimine tarif edebilirim.
Bir de denizi...
Kurupelit'in yaşamımın orta yerine yerleştirdiği mavi sevdayı...
Şimdi, sahil yolunun, marinanın altında kalan, çocukken sağa sola yata yata üzerinde yürümeye çalıştığımız irili ufaklı çakıl taşlarını.,
Annemin minik iskelemize oturup elişi yaparken bir gözüyle denizde oynayan bendenizi kontrol edişini,
Babamın benim denizin ortasında fotoğrafımı çekişini,
Hepsini ama hepsini anlatabilirim. Tüm detaylarıyla...
Şimdi bazen gidiyorum oraya, tam o noktaya bir zamanlar denizin ortasına denk gelen, babama denizin ortasından poz verdiğim o noktaya oturup,
Çocukluğumun üstüne dökülen betonu izliyorum...
Burası orası mı diyorum kendi kendime... Sonra içim dolu dolu dönüyorum gerçeklere...
Ben ne kadar çocuksam, bu 30 yaşındaki halimle
Orası da o kadar Kurupelit işte...
Aydın Günler Şehri Samsun!