Yalçın ile Aytaç tandeminin sorunlara davetiye çıkarabileceğini görmek için BAKspor maçını yaşamış olmak gerekmezdi.
Deneme-yanılma anlayışı, her teknik adamı olacağı gibi İrfan Hoca’nın da tecrübe ve tercih anlayışını sorgulatır. Yaşanmış bir kamp süreci var zira, tandeme dair futbol doğrusu.
Hocanın vazgeçtiğini gördük Tarsus’a karşı bu anlayıştan; Erkan’ı monte ederek bu pozisyona... Daha makul bir ikili oldu Erkam ile Yalçın, daha izah edilebilir.
İzah edilemeyecek öncelikli olumsuzluk ise, berbat zemindi...
Her türlü sakatlığa davetiye çıkaracak garabet zemin, hele pas oyunu oynamaya niyetli tarafsanız hiçte hoş değil.
Çözümsüz gibi duruyor bu can sıkıcı tekrar, evvelinde de sık sık yaşanmış olmasının anlattığı bu. Bu zeminle, en azından bu aylarda yaşamaya alışacaksın!
Başkalarının alışması gereken şey de, Kubilay’ın dış şutlar ile bulduğu müthiş goller...
Henüz 8’de tabela yaptı sihirli ayak, Tarsus’a karşı da... Ama sonrasının çok daha rahat olması beklenirken, anlamsız bir şekilde geride kabul etmeye başladı oyunu takımı.
Bunu anlamak güçtü, hem ritim yakalanmış hem taraftar itici güç olmaya başlamıştı çünkü.
Ferhat’ın nerede ise iki stopere yakın oynaması buna etkenlerden biriydi şüphesiz, görece daha zayıf bir rakibe karşı gereksiz görülebilecek psikolojik refleksler de!
Skor ile oyun birbiri ile hiç örtüşmedi o nedenle...
Bu kez fark, farkı yaratan oyuncuların bireysel becerileriyle açığa çıktı.
Zoru kolaya çeviren usta vuruşları ile...