Yaşar Kemal’in ‘O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler’ ifadesi, daha çok ‘Beyaz atlara’ olarak kullanılırken, Ali Orhan cesur, kendine özgü (özgün) bir gazeteci ve herkesten farklı olduğu için beyaz ata değil; beyaz keçiye binip çekip gitti.
Kendisine şanı Yüce Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır ve metanet diliyorum. ‘Şüphesiz ki Şanı Yüce Allah’tan geldik ve dönüşümüz de ona olacaktır. Her nefis ölümü tadacaktır. Hz Ali mealen ‘İnsanları namaz, niyazla değil; akçeli işlerle, başkaları için yaptıklarıyla değerlendirin’ diyor. Hakkımız varsa üzerinde helali, hoş olsun! İyi insan olduğuna tanıklık ederim.
Türkiye’de özel TV’lerin açılmasıyla birlikte Samsun’un ilk yerel TV’si Lazaloğlu TV (Kanal L)’ yi kurdu. 90’lı yıllarda çok güzel, yüksek reytingli programlar yaptık. ‘Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer’ değer türünden günler geçirdik. Samsun için çok mücadele etti, Samsun’un nüfus kayıtlarında yoktu, ancak hizmet kayıtlarında ilk sıralardaydı, adı altın harflerle yazılması gereken gazeteci/ buluşturucuydu (moderatör).
Ezilenin hakkını arayan mücadeleci kişiliğiyle sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesiydi.. Herkesin dostuydu, ama onun çok dostu yoktu.. Samsunlu, dostunu düşmanını ayrıt edemiyor; Samsun’cuya sahip çıkmıyor, kendini ezeni alkışlıyordu adeta.
Samsun’dan gitmeden önce konuştuğu son programda ‘Samsunlulara Ankara’ya gitmek yasaklansa’ hiç kimse ‘neden gidilmediğini sorgulamaz ve gitmez’ demiş ve Antalya’ya gitmişti. Daha önce de bu ifadeyi kullanarak yazdığım birkaç yazıda da belirttiğim gibi Ali Orhan’ın dediği gibi oldu; Samsun’a ait ne varsa; Azot, bakır, kadınların 3 vardiya çalıştığı sigara fabrikaları satıldı, Şeker fabrikası, Yem Sanayi kapandı, bizden başka kimsenin sesi çıkmadı.
Feribot seferleri kaldırıldı, Yüksek Hızlı Tren gelmedi, Ankara-Samsun- Çarşamba yolu bile 30 senede ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılmadı. Gerekli gereksiz yerlerde nice dağlar delindi, Canik tüneli (Kefeli Parkı - Derbent arası) yapılamadı, tünel yerine yapılan viyadükle gün kurtarıldı. Uzun sözün kısası Ali Orhan haklı çıktı.
EKSİK TAMAMLANDI;
İMAMOĞLU’NA TERÖR SUÇLAMASI!
CUMHURBAŞKANI/AkParti Gen Bşk Erdoğan, İstanbul BB İmamoğlu’nun hakaret suçundan aldığı2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasının, belediye başkanıyken kendisinin aldığı cezasıyla aynı olmadığını, kendisinin şiir okumaktan; terör suçundan cezalandırıldığını söylemişti. İçişleri Bakanı eksikliği tamamladı, İmamoğlu hakkında terör soruşturması başlattı.
Başsavcılıktan ‘İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından İBB ile bağlı kuruluş ve iştiraklerinde işe alınan personelin işe girişine yönelik hazırlanan tevdi raporu Cumhuriyet Başsavcılığımızın memur ve özel soruşturma bürosuna teslim edilmiştir’ açıklaması yaptı. Eski HDP Gen Bşk Selahattin Demirtaş’ın da söylediği gibi; İmamoğlu’nun hikayesinin tek eksiği ‘Pınarhisar Cezaevi’ ne gönderilmesi kaldı.
İmamoğlu hakkında soruşturma evrakı düzenleyip, savcılığa gönderen müfettişin son seçimlerde Ak Parti Mersin milletvekili aday adayı olması bu soruşturmaya da şaibe karıştırdı. Müfettişler de yargı mensupları gibi kesinlikle bir parti mensubu olamaz. Yargılama veya teftiş yapan kişi siyaset ve teftişten birini seçmek zorundadır, ikisini bir arada yapmasına izin verilmemelidir.
Ak Parti aday adaylarının çok olmasının sebebi hepsinin vekil olmayı düşünmesinden kaynaklanmıyor. Çoğu, seçim sonrası hızlı terfi edebilmek, daha iyi görevlere gelebilmek, kamunun güç ve kaynaklarına daha kolay erişebilmek için aday oluyor. Örneklerde görüldüğü gibi başarılı da oluyorlar.
Ama Erdoğan böyleleri yüzünden sıkıntıya düşüyor ve bunların muhalefet tarafından kullanıldığını ileri sürmek zorunda kalıyor. Kestirmeden terfi etmek için siyaset yapan özellikle yargı ve denetim elemanları başta olmak üzere siyaset yapması yasak olan kamu çalışanları görevlerinden uzaklaştırılmalı.