Cumhuriyet Halk Partisi CHP) Genel Başkanı K.Kılıçdaroğlu’nun sonuç odaklı seçim kampanyası Samsun’da da merak ve ilgi uyandırdı. Bariyerlerle çevrili alandaki kalabalık Başbakan Davutoğlu ile kıyaslandığında eşit gibiydi. İkisinde de Ziraat Bankası’nın önünde boşluk vardı. Alanın kürsüye iştiraki, kürsünün alan üzerindeki etkisi göz önüne alındığında Kılıçdaroğlu daha etkili oldu.
Bu mitingin diğer mitinglerden farkı; alan dışındaki çoğu kararsızlardan oluşan gruplar, Başbakanın mitinginden daha fazlaydı. Ekonomik vaatler bu gruplar üzerinde etkili oldu. Mitingin milletvekili sayısına doğrudan etkisi oldu mu? Bunun cevabını vermek için diğer liderleri veya en azından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlemek gerekir. Rakibiniz kaplumbağa ise hızlısınız, ama leoparsa…
Mitingden notlar
Bindirilmiş kıta olarak nitelendirilmeyecek kalabalık yeterli; beton bölüm dolu, arka kısmında bariyerlerle çevrili alanda boşluklar var. Bariyer dışındakileri Kılıçdaroğlu ikna etti mi derseniz, bugünlük ‘hayır’ derim. Ses sistemi yeterli olmadı. Müzik için kullanılan güçlü ses sistemi konuşma için de kullanılsaydı çok daha etkili olurdu. Ses Bulvar AVM tarafı iyi olduğu halde, Ziraat Bankası ve Vakıf Bank tarafındakiler, açıklamaları yeterince anlayamadı.
CHP eğilimli yayın organları Samsun mitinginden ilk izlenimler olarak, Artvin ve başka şehirlerdeki konuşmaları vermesi, her yerde aynı veya aynıya yakın konuşma yaptığını gösterdi. Samsun’a özel sözler söylemeliydi. Başka şehirde kullandığı Hollanda’nın tarımsal ihracatından 150 milyar dolar kazandığı, Türkiye’nin ise sadece 12 milyar $’lık ihracat yapabildiği örneği Samsun için açılmalıydı. Samsun’da fert başına milli gelirin tarımsal kalkınmayla katlanabileceği örneği verilmeliydi.
‘Bana dört yıl verin’ eleştiri ve istismara açık bir istek olmaya devam ediyor, onun yerine vatandaşın acil çözüm bekleyen kısa vadeli sorunlarını sayarak 4 yılda çözeceğini vaat etmesi daha doğru olurdu.
Hükümet sözcülerinin ‘Otomobille tur atıp, benzini bitince otomobili bırakan genç benzetmesine de ‘Geminin direksiyonuna geçen Temel’in kısa bir süre sonra ‘ deniz bitti’ demesi gibi örneklere meydan verilmeliydi.
İktidar olacağını değil; ‘%35 oy istemesi’ bazı CHP’liler tarafından eleştirilse de çok doğru seçilmiş bir slogandı. CHP %35 oy alırsa zaten iktidar olur. Kılıçdaroğlu’nun ‘algı ve anlayışı değiştirin’ ifadesi partililere değil de seçmene söylemişse, bu o kadar kolay değişmeyecektir. Uzun zamanda oluşan algı, uzun zamanda değişir. Bu nedenle iktidar yerine yüzde 35 vurgusu, algı ve anlayışını değiştirmeyen seçmeni n CHP geliyor endişesini de ortadan kaldıracaktır. CHP sözcüleri her ne kadar ‘her türlü kazanımlara saygılı olacağını’ söylese de hükümet sözcüsü, iktidar değişimiyle birlikte bu kazanımların da ortana kaldırılacağını söylemesi, Ak parti’ye kayıtsız şartsız destek sağlıyor. %35 CHP iktidarının değil; bu propagandanın önünde engeldir.
Eski algı ve anlayışı bırakın derken bunu partililere mi, seçmene mi söylediği anlaşılmadı, izaha muhtaç bir ifade olarak kaldı.