Türkiye siyasetinde son aylarda çok değişik ve karmaşık olaylar oluyor. Türkiye üç ay gibi son derece kısa bir sürede ikinci kez genel seçimlere gidiyor.
Kısa süre aralıkla yapılacak ikinci seçimin ülke ekonomisine getireceği yük bir yana, Güneydoğu’da PKK’nın çatışmaları yeniden başlatması ile hemen hergün gelen birkaç şehit haberi ülkemizi yasa boğdu.
Seçimler sonrası yaşanan bu acıların ve yeniden bir genel seçim tartışmalarına girilmesinin tek nedeni, ülkeyi yöneten siyasi iradenin 7 Haziran Genel Seçimlerinde seçmenin verdiği mesajı algılamak istememesidir.
Ondört yıldır ülkeyi tek başına yöneten iktidar partisinin 7 Haziran Seçimlerinde tek başına olma şansını yitirmesi, en başta Başkanlık Sistemini getirmeyi planlayan Sayın Cumhurbaşkanı’nın planlarını bozmuştur.
Siyasi iradenin umduğunu bulamaması sonucu, seçmenin koalisyon yapılması yönündeki talebi, biraz da MHP’nin anlaşılmaz tutumu ile engellenmiş ve Türkiye yeni bir seçim atmosferine sürüklenmiştir.
Kısa sürede ikinci bir genel seçimin gündeme gelmesi ile daha seçileli üç ay gibi kısa bir süre geçen çiçeği burnundaki milletvekilleri büyük bir endişe yaşarken, zaten kaynakları çok kısıtlı olan muhalefet partilerinin il yönetimleri de çok sıkıntılı bir döneme girmiştir.
Bu sıkıntıyı en çok yaşayacak il yönetimlerinden birisi de CHP’ nin Samsun İl Örgütüdür. 7 Haziran seçimleri öncesi Genel Merkez Yönetiminden gelen paranın yeterli olmaması yanında, yönetimin kaynak yaratabilme gücünün olmayışı sonucu, yeterli çalışmanın yapıldığı söylenemez.
Son yerel seçimlerde elinde olan çok önemli iki ilçeyi kaybetmenin yanında, onyedi ilçenin hiç birini kazanamayan CHP Samsun İl Yönetiminin yetersizliği yerel seçimlerde ortaya çıkmıştı.
7 Haziran Genel Seçim çalışmalarını da başarı ile yönettiği söylenemeyen bu yönetimin şimdi yeni bir seçimin altından kalkması mümkün gözükmemektedir.
Bunun ilk işareti de, 1 Kasım’da yapılacak Genel Seçimler için gerekli olan dokuz tane milletvekili aday adayı dahi çıkartılamamış olmasıdır.
7 Haziran Genel Seçimi öncesi yapılan ön seçimlerde alt sıralarda kalan bazı adaylar, siyasetin uzun soluklu bir uğraş olduğu gerçeğini bir tarafa iterek yeniden aday olmadı.
7 Haziran Seçimleri öncesi aday adaylarını belirlemek üzere Samsun’da ön seçim yapılmış olması nedeniyle ilk sıraların değişmeyeceği beklentisi, eksikleri dolduracak yeni aday adaylarının çıkmamasına neden oldu.
İl Yönetimi doğan bu aday adayı boşluğunu bir şekilde doldurmalı ve eksik aday adayı listesi ile Genel Merkez karşısına çıkmamalıydı.
İl Yönetimi kimseyi aday adaylığı için ikna edemediyse, içlerinden birilerini aday göstererek aday adaylığı listesini tamamlama özverisini gösterebilmeliydi.
Yaşanan bu olumsuzluklar, CHP Samsun İl örgütünün Genel Merkez karşısında inanılırlığını tüketmiştir.
CHP olarak dokuz aday adayı müracaatının olmaması sonucu, CHP Genel Merkezi bu boşlukları kendisi doldurmuştur. Ne yazık ki, Genel Merkez de büyük bir haksızlığa imza atmıştır.
Ön seçimle belirlenen sıralamanın üçüncü sırasına seçilme başarısı gösteren bir bayan adayı bir alt sıraya kaydırarak onun yerine Genel Merkeze yakın bir ismi koymuştur.
Üyesinin oyları ile yaptığı seçimi hiçe sayan Genel Merkezin böyle bir ayıba imza atmasının asıl sorumlusu CHP Samsun İl Yönetimi’dir.
Kendi tabanının dahi güvenini kazanamayan bir il yönetiminin, iktidar olmayı hedefleyen ana muhalefet partisi gibi bir partiyi yönetmesi beklenemez.
Aslında büyük bir yenilgi yaşanan yerel seçimler sonrası bu yönetim istifa etmeli veya görevden alınarak seçimle yeni bir yönetim belirlenmeliydi.
İl ve İlçe yönetimlerin yerel veya genel seçimler de sıkça yaşanan bu yetersizliklerin en büyük nedeni, il ve ilçe başkanlıklarına gelenlerin tek hedeflerinin milletvekili veya belediye başkanı olma öncelikleridir.
İl ve İlçe başkanlarının yapılan seçimler öncesi istifa ederek bir yere aday olması sonucu CHP il yönetimleri büyük bir boşluğa düşmekte ve seçimlerde gerekli irade gösterilememektedir.
Yıllardır bu konunun geçtiği her parti toplantısında altını çizdiğim ve parti tüzüğünün yenilenmesi öncesi de tüzüğe konması için Genel Merkeze de sunduğum önerimden bir kez daha söz etmek istiyorum.
- İl ve ilçe yönetimlerinin istifa veya görevden alınması sonucu, atama yapmaktan vazgeçilmeli ve mutlaka yeni yönetimler yapılacak seçimlerle belirlenmelidir. Bu seçimlerde bundan önce olduğu gibi hiçbir milletvekili veya genel merkez taraf olmamalı ve partiyi temsil gücü olanların seçilmesine ortam sağlanmalıdır.
- İl ve İlçe Başkanlığına talip olacakların, yapılacak ilk genel veya yerel seçimlerde aday olamayacakları yönünde bir madde parti tüzüğüne mutlaka konmalıdır.
Aksi halde, birilerinin icazeti ile göreve getirilecek il ve ilçe yönetimlerinin bırakın seçmenlerin, kendi üyelerinin dahi güvenini sağlaması mümkün değildir.
CHP’ nin başarılı olması isteniyorsa, artık bu gerçek görülmeli ve partiye dinamizm de kandıracak olan bu seçim yöntemi kuralı konulmalıdır.
Sonuç olarak söylemek gerekirse, CHP Samsun İl Yönetimi sınıfta kalmış ve güvenirliğini yitirmiştir. İlçelere eşit mesafede olarak onları çalıştıramayan il yönetiminin başarı şansı olamaz.
Türkiye için hayati önem taşıyan 1 Kasım Seçimlerinde Samsun adına yeni bir başarısızlığa imza atılırsa, bunun sorumluluğundan hiç kimse kurtulamaz.
Demokrasi ve özgürlüklerin savunucusu sosyal demokrat bir partide yaşanan bu olumsuzluklar CHP’ne yakışmamaktadır.
Umarım 1 Kasım da yapılacak Genel Seçimlerde, Samsun olarak büyük bir başarı kazanılır da, ben yanılırım. İyi haftalar.