CHP ANALİZİ;
7 Haziran Seçimleri öncesi ve sonrası çalışmaları açısından bakıldığında, seçimde istediği oy oranına ulaşamamış olsa da süreci en akıllı sürdüren parti CHP’dir.
Seçim öncesi her kesimden takdir alan ekonomik ağırlıklı seçim programı ve yeni adayları ile başarılı bir seçim kampanyası sürdüren CHP, seçim sonrası oluşan tablonun zorunlu hale getirdiği Koalisyon Hükümetinin kurulabilmesi için de olumlu bir tavır sergilemektedir.
Dayatmacı ön şartlar koymadan, on dört ilke belirleyerek koalisyon için tüm partilere olumlu yaklaşım sürdürmektedir. Koyduğu ondört ilkenin gereklerini ise koalisyon içerisinde çözümlemeyi planlamaktadır.
Bu süreçte CHP’nin TBMM Başkanlığı seçimi öncesi en büyük şanssızlığı, Deniz Baykal’ın sürpriz bir şekilde Cumhurbaşkanı ile görüşmesi olmuştur.
En yaşlı üye olarak TBMM’ni açılışta yönetecek olan Deniz Baykal’ın seçimin hemen üç gün sonrası aldığı davet üzerine Cumhurbaşkanı ile görüşmesi ve TBMM Başkanlığı adaylığı için talepte bulunması, CHP’nin siyasi manevra alanını daraltmıştır.
Parti içerisinde hala Baykal’a umut bağlamış üyelerin olması nedeniyle Deniz Baykal’ı TBMM Başkan Adayı göstermek zorunda kalan Sayın Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanlığı için muhtemelen MHP ile anlaşarak ortak bir ismi ( Mesela Ekmeleddin İhsanoğlu), TBMM Başkanlığı için aday göstermek suretiyle TBMM Başkanlığı’nı AKP’ye bırakmama şansını kullanamamıştır.
Özellikle muhtemel bir koalisyon dönemi için çok büyük önem kazanmış olan TBMM Başkanlığı’nı kaybeden muhalefetin, erken seçimin önünü kesmek için uzlaşı kültürü ile bir koalisyon hükümeti kurması zorunlu hale gelmiştir.
Bu gerçeği gören Kılıçdaroğlu her çözüme açık olduğunu belirterek bu aşamada da artı puan toplamayı sürdürmüştür.
MHP ANALİZİ
MHP seçim sürecini, yeni ve farklı şeyler söylemeden tüm muhalefet partilerinin olmazsa olmazı olan 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk hesabının sorulması ile “Çözüm Sürecinin” sonlandırılması talebine bağlamıştı.
MHP, en büyük yanlışı daha seçim akşamı TBMM’ye girme hakkı kazanmış HDP’yi yok saymakla ve hiçbir koalisyonda yer almayacağını açıklayarak bir erken seçim için de “Hodri meydan” ilan ederek yapmıştır.
Sonraki günlerde de HDP’yi yok sayan tavrını sürdürmüş ve en azından HDP dışındaki partilerle bir uzlaşma zemini aramadan koalisyon kapılarını kapatmıştır.
Son günlerde Grup Başkan Vekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun CHP’yi dinsiz parti olarak nitelemesi de, CHP ile olası bir uzlaşma ortamını yok etmiştir.
Sayın Bahçeli, 2001’de de oyunu artırabileceği zannı ile Kemal Derviş’in erken seçim önerisine sarılarak yapılan erken seçimde uğradığı oy kaybını ve baraj altında kalışını unutmuş ve bugün de Sayın Erdoğan’ın erken seçim zorlamasına yeşil ışık yakmaktadır.
Sayın Bahçeli’nin HDP’nin PKK ile organik bağlantısını sorgulaması ne kadar doğruysa, kurulacak bir koalisyon için her türlü uzlaşma kapısını kapatması da o kadar yanlıştır.
HDP ANALİZİ;
Son derece sempatik ve başarılı bir seçim süreci geçiren HDP’nin başarısında ki en önemli faktör tartışmasız Selahattin Demirtaş’tır. HDP’yi terör örgütü PKK’nın siyasal ayağı olarak gören ve hiçbir zaman oy vermeyecek çok sayıda insana dahi, “Keşke Demirtaş, HDP yerine bir başka partinin adayı olsaydı ben de oy verirdim” dedirten, Selahattin Demirtaş’tır.
Toplumun her kesimine verdiği sıcak mesajlarla puan toplayan ve Türkiye partisi olacakları mesajını veren HDP, biraz da AKP’yi tek başına iktidar yapmak istemeyen başka parti seçmenlerinin verdikleri ödünç oylarla, beklenenden de yüksek bir oy oranı ile barajı aşmıştır.
Seçim sonrası olası koalisyon hükümeti kuruluşuna her türlü desteği vereceklerini söylemeleri de kamuoyunda olumlu karşılanmaktadır.
Bununla birlikte eli kanlı PKK örgütünün sözcüsü konumundaki Kandil ve İmralı’nın HDP üzerindeki vesayeti sürdüğü ve HDP de bu iki merkezden talimat aldığı sürece, son seçimde aldığı yüzde 13,5 oydan fazlasını hatta aynı oyu bir kez daha alması mümkün değildir.
HDP bugüne kadar sürdürdüğü uzlaşmacı tavrını bundan sonra da sürdürebilir mi? Bunu da zaman gösterecektir.
CUMHURBAŞKANIN KONUMU;
Yürürlükteki anayasa gereği tarafsızlık yemini etmiş olan Sayın Erdoğan’ın, “Başkanlık Sistemini” gerçekleştirmek amacı ile seçimde tarafsızlığı bir yana iterek AKP’den yana meydanlara çıkması ve TV kanallarını kullanması, toplumdan olduğu kadar AKP seçmeninin bir kısmı tarafından da destek bulmamıştır.
Başkanlık Sistemi’ni olmazsa olmazı haline getiren Sayın Cumhurbaşkanı gözüken o ki, kurulacak bir koalisyon hükümeti ile tek adam etkinliğini kaybedeceğinin farkındadır. Bu nedenle de koalisyondan çok, erken kendi deyimi ile tekrar seçimi kendi açısından daha uygun görmekte ve erken seçimi zorlamaktadır.
Ama ne olursa olsun, Sayın Recep Tayyip Erdoğan açısından hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktır.
SONUÇ
Önümüzdeki kısa süreçte ya ortak akıl hâkim olacak ve bir şekilde koalisyon hükümeti kurulacak ve ülke yeni bir seçim sıkıntısına sokulmayacaktır.
Veya siyaset yapmanın temelinde olan uzlaşı kültürü dikkate alınmayacak ve inatlaşmalar sonucu doğacak kargaşa ortamında erken seçime gidilecektir.
Olası bir erken seçimde, Cumhurbaşkanı kürsü ve TV ekranlarından, “İşte, oy verdiğiniz partiler bir hükümet dahi kuramadılar”, tezi eksenine oturtacağı sert söylemlerle AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapabilmek için oy isteyecektir.
Bugünkü inatlaşmalar sürer ve erken seçime gidilirse, bundan en büyük zararı uzlaşmasız tavrı ile MHP görecektir.
Olası bir seçime, 2001’ den bu yana seçim kaybeden MHP’nin mutlaka yeni bir genel başkan ile gitmesi MHP adına en doğrusu olacaktır.
Benzer bir şeyi CHP için de söyleyebiliriz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim döneminde ki başarılı performansına rağmen, gerçek olan şu ki; ne yapılırsa yapılsın CHP’ nin oyları artmamaktadır.
Üzülerek söylemek gerekirse, toplumdaki mezhep ayırımcılığının açıkça kışkırtılması da, Kılıçdaroğlu’na oy desteği anlamında zarar vermektedir.
Bir referandum, bir Cumhurbaşkanlığı, bir Belediye Başkanlığı ve iki de Genel Seçim kaybetmiş CHP Genel Başkanın da koltuğunu yeni isimlere bırakma zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.
TÜRKİYE’DE ARTIK KAYBEDENİN GİDECEĞİ VE YERLERİNE YENİ İSİMLERİN SİYASİ ARENAYA GİRECEĞİ ÇAĞDAŞ DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜN YERLEŞMESİ DİLEĞİYLE İYİ HAFTALAR.
Hafta sonu yaşayacağımız, barışma ve dostlukların doyasıya yaşanacağı Ramazan Bayramı tüm insanlarımıza kutlu olsun.