Türkiye siyaset tarihinin son on beş yılında MHP’nin yürüttüğü yönetim biçimi ve ülkemizin siyasi yaşamında yarattığı değişimler ile MHP gerçekten anlaşılması zor bir parti haline geldi.
Partilerinin son yıllarda ki yönetim biçiminden memnun olmayan bir kısım MHP milletvekili ve Genel Kurul delegesinin,2016 yılında gerekli sayıda imzayı toplayarak yaptığı Olağanüstü Tüzük çağrısı, parti yönetimi tarafından yerine getirilmedi.
Bunun üzerine yeterli imzayı toplayan muhaliflerin 19 Haziran 2016'da yaptığı Tüzük Kongresi ve alınan kararlarda, MHP Genel Merkezi tarafından yapılan başvuru üzerine,Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından geçersiz sayıldı.
Bu olaylardan sonra MHP’nin önemli isimlerinin de yer aldığı muhalifler partiden ihraç edilirken, muhalefet kanadı ile hareket eden bazı il ve ilçe teşkilatları da görevden alındı.
Parti içi demokrasiden giderek uzaklaşılması ve muhaliflerin ihracı sonrası,MHP içerisinde suskunluk hâkim oldu.
MHP’ de ki bu ayrışma, partiyi de önemli ölçüde zayıflatmış ve bazı kamuoyu yoklamalarına göre, baraj sorunu yaşayacak duruma gelmişti.
Yaşanan bu olumsuzluklar, MHP’ni bir kez daha yıllardır en ağır şekilde eleştirdiği AKP’ nin koşulsuz destekçisi haline getirdi.
Ülkemizin tüm siyasi yaşamını ve yönetim biçimini değiştirebilecek son derece önemli Yerel ve Genel Seçimlerle, Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin yapılacağı son bir yıla giriliyor.
İşte böylesine kritik seçimler öncesinde, baraj sorunu yaşamak istemeyen MHP’nin desteği ile AKP İktidarı,seçimleri kendi adına garantiye alabilmek için seçim sistemine yeni açılımlar ve ittifak modelleri getirmek üzere yasal düzenlemelere gidiyor.
Bu nedenlerle, zaman zaman zor anlaşılır kararlara imza atmış olsa da milliyetçi kesime sahip çıkan politikaları ile %18’lere kadar çıkan bir seçmen desteğini arakasına alan MHP, eğer bugün baraj sorunu yaşayacak duruma düşmüşse, tabii ki kaptan köşkünde ki Devlet Bahçeli sorgulanacaktır.
******************************************
BAHÇELİ’NİN ÜLKEMİZ ADINA ÖNEMLİ SONUÇLAR YARATAN
ANLAŞILMASI GÜÇ KARARLARI.
Yalnız Türkiye’de değil, tüm Türk dünyasında da Türkçülüğün en büyük savunucusu olarak tanınan Rahmetli Alpaslan Türkeş’in 1997 yılında ölümü sonrası, MHP’ nin başına Devlet Bahçeli geçti.
MHP, Devlet Bahçeli’nin Genel Başkanlığında 1999 Genel Seçimlerinde tarihinin en yüksek oyu olan %17,98 ile 2. Büyük parti olur ve çıkardığı129 milletvekili ile DSP ve ANAP Koalisyon Hükümetinde yer aldı.
Rahmetli Bülent Ecevit Başkanlığında ki Koalisyon Hükümetinin dağılmasında oynadığı rolle, Devlet Bahçeli’nin Türk Siyaset tarihinde ki anlaşılması zor yanlışları da başlıyordu.
Devlet Bahçeli’nin 1. Çelişkisi;
Devlet Bahçeli’nin de Başbakan Yardımcısı olarak içinde bulunduğu Ecevit Koalisyonu, 2001 yılında başlayan ekonomik sıkıntılar nedeniyle zor günler yaşamaya başlar. Bu süreçte Ecevit’te yaşı gereği sağlık sorunları yaşamaktadır.
İşte bu sırada çağrıldı mı, yoksa birileri tarafından mı Türkiye’ye gönderildiği hala tartışılan Dünya Bankasında görevli olan Kemal Derviş, Türkiye’ye gelir ve uyguladığı sıkı para politikaları ile ekonomiyi canlandırmayı başarır.
Bu sıra da Bülent Ecevit’te tedavi gördüğü özel hastaneden çıkartılarak Gülhane Tıp Akademisi’nde tedavi altına alınmış ve kısa bir süre sonra kısmen de olsa sağlığına kavuşmuştur.
Ne var ki ekonomiyi rayına oturtmuş olan Kemal Derviş, DSP’nin bazı önemli milletvekillerine yeni bir parti kurdurur ve kendisi de CHP’ ne katılır. İşlerin tam düzelmeye başladığı bir sırada, bu kez de erken seçim çağrısı yapar. Bu çağrıya ilk destek veren Devlet Bahçeli’dir.
Büyük bir karmaşa içerisinde 03 Kasım 2002’ de erken seçimler yapılır. Bu sıra da Kemal Derviş’ de Türkiye’den ayrılır.
Yapılan erken seçimlerde yeni kurulmuş olan AKP tek başına iktidara gelirken, başta MHP olmak üzere DSP ve ANAP’ da baraj altında kalarak TBMM’ ne giremezler.
Devlet Bahçeli ve 2. Çelişkisi;
2007 Türkiye Genel Seçimleri ile MHP yeniden güçlenmeye başlar ve aldığı %14,29 oy oranı ile 71 milletvekili çıkartır. Daha sonra yapılan Yerel seçimlerde de biri büyükşehir olmak üzere 10 ilin belediye başkanlığı, ilçelerle birlikte toplam 490 belediye başkanlığı kazanır.
2011 Türkiye Genel Seçimlerinde %14,27 oy alarak mecliste 53 milletvekilliği kazanan MHP, Haziran 2015 Türkiye Genel Seçimlerinde de %16,29 oy oranı ile 80 milletvekilliği kazanır.
Bu seçimlerde HDP’ de ilk kez barajı aşarak 80 Milletvekili çıkartmıştır.
Kamuoyunda bu sonuçlar, seçmenin 13 yıldır tek başına iktidarda olan AKP’ ne verdiği bir uyarı olarak tanımlanır.
13 yıl sonra 2. Büyük parti olan CHP ile MHP ve HDP’ nin bir koalisyon hükümeti kurma olasılığı doğmuştur. Ancak Cumhurbaşkanı’nın hükümet kurma görevi verdiği CHP’nin tüm taleplerini oyalayarak ret eden MHP, 30 günlük yasal sürenin dolmasına zemin hazırlamıştır.
Seçmenin muhalefet görevi verdiği MHP, bu kez de Devlet Bahçeli’nin Başkanlığında TBMM Başkanı’nın seçiminde AKP’ne destek vermiş ve AKP adayının Meclis Başkanı olmasını sağlamıştır.
TBMM Başkanlığını eline geçiren AKP, MHP’ nin de desteği ile TBMM’ den seçimlerin yenilenmesi kararını geçirmiştir.
01 Kasım 2015’de yenilenen seçimlerinde, MHP bir kez daha hüsrana uğruyor ve TBMM’ de ki milletvekili sayısını 80’den 40 milletvekiline düşürürken, AKP’ nin yeniden tek başına iktidar olmasını sağlıyordu.
Bu Seçimlerde MHP’ nin beklentilerin altında oy alması üzerine, MHP’de kurultay çağrılarının yükselmeye başlaması ile 1. Bölümde anlattığım olaylar sonrası MHP’den ayrılanlarla, ihraç edilenler “İYİ PARTİ’yi” Kuruyorlardı.
Devlet Bahçeli’nin 3. Çelişkisi;
“Başkanlık Sistemine” Geçilmesi için 16 Nisan 1917 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği Referandumu öncesi Devlet Bahçeli Başkanlık Sisteminin getirilmesini isteyen Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a son derece sert sözlerle karşı çıkmıştı.
Zaman zaman karşılıklı çok ağır, hatta hakarete ve aşağılamaya varan suçlamaların yapıldığı süreç, MHP tabanında önemli kırılmalara yol açtı.
Bu konuda söylenenleri merak edenler, internet aracılığı ile tekrar hatırlayabilirler. Bunları söylememin nedeni, “Senden her şey olurda, Başkan olmaz.Seni Başkan yapmayacağız” Diye meydanları inleten Devlet Bahçeli’nin, bugün Sayın Cumhurbaşkanı’nın koşulsuz en büyük destekçisi haline gelişini, kendi parti tabanının dahi anlamadığı son çelişkisidir.
Sınırlarımız ötesinde ordumuzun sürdürdüğü operasyonları kendisine en büyük gerekçe haline getiren ve tüm konuşmalarında hamaset yapmaktan öteye söz söylemeyen Devlet Bahçeli, son günlerin en önemli sözü olan “Beka sorunu var” Sözlerini sanırım yakında kendi partisi için söylemek zorunda kalacaktır.
SONUÇ;
Devlet Bahçeli Başkanlığında ki MHP,önümüzde ki yıl yapılacak çok önemli üç seçim öncesi AKP ile iş birliğine girmiş ve bu amaçla yapılacak yasal düzenlemelere de destek vermiştir.
Böylece seçimlere de birlikte girmek üzere oluşturulan “Cumhur İttifakında” Yer alması, yılların milliyetçi partisi MHP’ nin tüzel kimliğini bitirecek bir noktaya gelmiştir.
Cumhurbaşkanı’nın sık sık vurguladığı önümüzde ki dönemlerde ”İki partili bir sistemin” Oluşacağı yönünde ki sözleri de bunu doğrulamaktadır.
Çünkü önümüzde ki seçimlere baraj korkusu nedeniyle AKP’ nin kanatları altında girmesi ile tabanında ki seçmeninin bir kısmı zaten AKP’ e geçecek, karşı çıkanlarda muhtemelen başka patilere katılacaktır.
Bu durumda Devlet Bahçeli’nin artık MHP’ ni ayrı bir parti olarak yaşatması çok kolay olmayacaktır.
Sayın Bahçeli’yi bekleyen son, daha önce MHP’ den ve CHP’ den istifa eden ve AKP’ ne destek vererek AKP’ den milletvekili, hatta bakan olan Tuğrul Türkeş ile Ertuğrul Günay’ın sonundan farklı olmayacaktır.
Kısacası, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çok istediği Başkanlık Sistemine geçilmesi ve yeniden Cumhurbaşkanı (Başkan) Seçilmesi ile Devlet Bahçeli ve Partisi MHP’ ne ihtiyacı kalmayacak ve MHP’ nin üstlendiği görev de sona erecektir.
Sanıyorum, ondan sonrasında Devlet Bahçeli ve partisi MHP,siyaset tarihinin tozlu rafları arasında ki yerini alacaktır.
Sınırlarımızda kurulmaya çalışıla terör devletini yok etmek için bir ayı aşkın süredir sınır ötesi operasyonlar sürdüren silahlı kuvvetlerimiz ile emniyet güçlerimize başarılar diliyor ve ülkemizin beka sorunu için canlarını feda eden aziz şehitlerimize rahmet, kederli ailelerine sabırların en büyüğünü, yaralı gazilerimize de acil şifalar diliyorum.
İyi haftalar.