“Burası dünya ,
Ne çok kıymetlendirdik.
Oysa bir tarla idi,
Ekip biçip gidecektik. “
Ekonomik sorunlarla boğuşurken salgına yakalandık. Dış ve iç borç ödemelerimiz vardı. İşsizlik son yılların en yüksek düzeyine çıkmıştı. Korona sürecinde, kapanan işyerleri nedeniyle milyonlarca kişi daha işini kaybetti.
Parası olan ülkelerde kayıplar devlet bütçesinden karşılanıyor. Bizde zaten bütçe boş olduğu için devletin vatandaşa yardım etmesi mümkün olmadığı gibi halktan yardım istenmesi durumu zorunlu hale geldi. Yaşadığımız süreç İstiklal Harbi dönemindeki “Tekalif-i Milliye” ile özdeşleştirilerek kampanyalar yapılıyor.
Çocukların ve yaşlıların evde kalmaları istenirken çalışma çağındaki işçilerin risk altında da olsa işlerine gitmeleri ,çiftçilerin tarlalarını ekip biçmeleri isteniyor. Bu konu pek çok çevre tarafından eleştiriliyor, ama ülkenin başka çaresi yok gibi de görünüyor.
Dünya kritik bir süreçten geçiyor. İnsanlar tarım kesiminde üretimin öyle kendiliğinden olmadığını, tahılın, sebzenin, meyvenin, etin, tavuğun kendiliğinden mutfağa gelmediğini yeniden keşfediyor, dedi Mahfi Eğilmez.
İşin hatalı yanı, olumsuz durumun halka bütün yönleriyle açıkça anlatılmayıp hala kriz yokmuş gibi davranılıyor olması, pek çok çevrede yanılsama yaratıyor. Tehlikenin büyüklüğü gözden kaçırılıyor.
“Annelerin ninnilerinden
spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
anlamak gideni ve gelmekte olanı…”
Bu salgın bir biçimde sona erecek. Her toplum gelişmişlik düzeyine göre faturasını ödeyecek. Ama,yeniden eski üretim ilişkilerini başlatmamız zor olacak. Kapanan işyerleri…işini kaybeden insanlar…ertelenen borçlar…
Yeniden başlamak çok zor olacak ama bu süreç de kolay geçmeyecek. Yapılan yardımlar, ailelerin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyecek. Bu süreçte herkesin çevresinden başlayarak dayanışma içinde olması gerekiyor.
İktisat Profesörü Aziz Konukman'da salgına karşı, "Gelir dağılım çok bozuk ve birileri çok ciddi servetler biriktirmişse, devlet onlara dönecek ve pamuk eller cebe deyip bir defalık salgınla sınırlı servet vergisi getirecek." önerisinde bulundu.
Az olandan az, çok olandan çok alınıp ve hiç olmayana verildiği bir sisteme ihtiyaç var!..
“Umuttan umudu kesmemek istiyorum, çünkü hala hayatın düşlere borcu var…”