Seçim sürecine girildiğinden beri özellikle muhalif kesimlerin kullandığı bir metafor var: Cennetin kapısını açamasak da cehennemin kapılarını kapatabiliriz!..
Burada ülkemizin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşulların ne kadar olumsuz olduğuna gönderme yapılmaktadır. Ülkemizde ekonomik göstergeler gün geçtikçe daha da kötüye giderken, kitlelerin çoğunluğunun seçimlerin birinci turunda iktidara, cumhur ittifakına destek vermesinin nedenleri sorgulanıyor.
Bu arada muhalif olduğunu söyleyip iktidarın politikalarına onay vermeyen “Atatürkçü-milliyetçi-ülkücü” olduğunu söyleyen kimi çevrelerin desteğini alan Sinan Oğan, seçimler ikinci turunda “ülkenin cehenneme dönüşmemesi için mücadele etme iddiasından vaz geçip” Erdoğan’ı destekleme kararı alıyor. Bu karar özellikle milliyetçi çevrelerde hayal kırıklığı yaratmış gibi görünüyor. O çevrelerden üst üste Oğan’ın kararını eleştiren açıklamalar yapılıyor. Anlaşılan o ki Oğan, kendisine verilen desteği daha şimdiden kaybetmiş durumda...
O kadar cehennem zebanisi türedi ki son zamanlarda kimin hangi karışık hesap içinde olduğunu anlamak pek mümkün görünmüyor. Çünkü gerçekten at izi it izine iyice karışmış gibi görünüyor….
Diğer yandan ZP Millet ittifakıyla görüşmeler yapıyor ve bu görüşmelerde bazı talepler dile getiriyor. Öncelikli talep ülkedeki yabancıların kendi ülkelerine geri gönderilmesi, Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmemesi. Bu talepler konusunda millet ittifakının bir sorunu yok. Ancak, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, durup dururken kayyumları savunup HDP’yi meşru görmediğini beyan eden bir açıklama da yapmıştı.
Bu açıklamalarının kabul edilmesinin karşı tarafta küskünlük yaratacağını bilmiyor olamazdı elbette. Neyse ki sonuçta mutabık kalınan konularda HDP ve YEŞİL SOL PARTİ’yi rahatsız edecek bir karar alınmadı. Bu süreçte en net tavrı gösteren ve demokrasi dışında hiçbir talep ortaya koymayan bu partileri kutlamak gerekiyor.
Mecliste çoğunluğu sağlamış, Cumhur ittifakı sağın en tutucu kesimlerini bir araya getirmiş gibi görünüyor.
Siyasal olarak soldan sağa pek çok kesimin destek açıkladığı Millet ittifakının ise 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığını kazanmaktan başka çaresi yok.
İstikrar için mevcut iktidarın devam etmesi gerektiğini düşünen kesimlerin karşısında, ülkenin bir yol ayrımında olduğu, ekonomik göstergelerin iyice kötüleştiği, bütün kurumların işlevini yeterince yapamadığı ve bu nedenle siyasal anlamda bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğuna dair yaygın bir kanı var.
Bu pazar günü seçmenler, iki adayı değil bu iki anlayışı oylayacaklar.
Elbette, cennet hayali görmüyoruz, ama, umalım cehennemin kapıları kapatılsın!..