“Öğretmen ihmal edildiğinde o ülke intihar ediyor demektir.” Eistein
5 Ekim, 1966 yılında UNESCO temsilcileri ile ILO (Dünya Çalışma Örgütü) tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” ni oybirliği ile kabul edilişinin yıldönümüdür.
Yüzü aşkın ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır. Öğretmenler bu yılı salgının yarattığı olumsuz koşulların gölgesinde karşılıyorlar.
Bu sözleşmeyi imzalayan ülkeler, kendi ülkelerinde her alanda öğretmenlerin saygınlığını artırmayı kabul etmişlerdir.
Türkiye’de 24 Kasım, yerel Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Ama ,binlerce öğretmeni sürüp ,işkencelerden geçiren, meslekten attıktan sonra da alay edercesine 24 Kasım’ı öğretmenler günü ilan eden 12 Eylül cuntacılarını samimi bulmadıkları için, öğretmenler başlangıçta bu günü sahiplenmediler. Çünkü 12 Eylül, eğitim alanında da ülkemizin çöküşünü hızlandıran uygulamaların temelini attı ve bütün olumsuzluklarıyla sürmektedir. Bugün eğitimimizin içinde bulunduğu içler acısı durum o darbenin eseridir. Milli eğitimi yönetenler, ülkenin bir avuç çıkar grubu tarafından soyulduğu için eğitime yatırım için kaynak ayırmayan çevrelere laf etmek yerine “öğretmen maaşlarını bütçeye yük” olarak görüyor ve ücretlerinden kesintiye gidiyorlar. Muhtemelen önümüzdeki 24 Kasım’da da öğretmenleri ne kadar çok sevdiklerini -hiç rahatsızlık duymadan-tekrarlayacaklar!
Son yıllarda sürekli değişen eğitim politikaları ;özel okullar ve dershaneler ,paralı, sınava ve ezbere dayalı eğitim, okulun ve öğretmenin işlevini değiştirmiş, eğitimi bir yarış alanına dönüştürmüştür. Mutsuz öğrenciler, kaygılı veliler ve eğitimden beklentinin sadece bir üst alan için sınav kazanmak haline dönüşmesi ,öğretmenleri de olumsuz olarak etkilemektedir.
Öğretmen yetiştirme politikalarındaki yanlışın bedelini, yüz binlerce işsiz genç öderken ,iş güvencesiz ,sözleşmeli, mülakatla atanan öğretmenlik uygulamasıyla da öğretmenlerin kaderi, siyasilerin iki dudağı arasına bırakılmış; binlerce öğretmen ise 15 Temmuz sonrası meslekten uzaklaştırılmıştır.
Bugün ülkemizde öğretmenlerin çoğu geçim sıkıntısı çekerken ,toplum nezdinde mesleki saygınlıklarının giderek aşındığını görmekten de umutsuzluğa düşmektedirler.
Eğitimin temel unsuru, olmazsa olmazı öğretmenlerdir.. Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğini yerine getiren kimseleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir kutlama günü olmalıdır.
Salgın koşulları geçtiğinde, asıl iş yine öğretmenlere düşecektir. Çocukların normal hayata uyumu, geçen sürecin eğitim-öğretim açısından telafisi için eğitimciler sağlıkçılardan bayrağı devralacaklar; toplumun duygusal ve düşünsel sağaltımını onlar yapacaklardır.
Dünya öğretmenleriyle birlikte bizim öğretmenlerimizin de “Dünya Öğretmenler Günü” kutlu olsun.