Bir yıldır devam eden salgın henüz bitmedi. Hatta virüs mutasyona uğrayarak daha da bulaşıcı hale geldi. Diğer yandan sosyal ve ekonomik etkileri de giderek ağırlaşıyor.
Bu süreçte topluma bütünlüklü bir program sunulamamış, günübirlik önlemlerle sorun zamana yayılarak çözülmeye çalışılmıştır. Alınan önlemler salgını durdurmaya yetmediği gibi pek çok insanı mağdur etmiştir. Çalışma hayatında büyük sorunlar yaşanırken işsizlik artmış, hizmet sektörü durma noktasına gelmiş, okullar bir yıldır açılamamıştır.
İl sağlık kurulunun son aldığı kararlara bakıldığında değişen pek bir şey yok.65 yaş üstü ile 20 yaş altına yasaklar devam ediyor, lokanta ve kafeler kapalı ,ulaşımda kısıtlamalar, sokağa çıkma yasakları devam ediyor; ama, okulları açıp, sınavları yüz yüze yapma ısrarı var. Uzaktan yapılan eğitimin yetersizlikleri, çocukların büyük bölümünün eğitim alamadığı bilinmesine rağmen, dostlar alışverişte görsün kabilinden sınavları yüz yüze yapmak anlamlı değil.
Karar alırken, Karadeniz sahil kentlerindeki salgın artışını da dikkate almak gerekiyor.
Okulların açılması gerektiğini biz de savunuyoruz, ancak gerekli şartların yerine getirilmesi lazım. Öncelikle öğretmenlerin ve diğer eğitim paydaşlarının aşılanması gerekiyor. Bakanın gösterisi dışında henüz öğretmenlerin aşılanması başlamış bile değil. Dersliklerin seyreltilmesi, donanımı, temizlik ,personel vb. gereksinimleri sağlanmış mıdır? Çocukların okula başlamasıyla oluşacak ulaşım yoğunluğu sorun yaratmayacak mıdır? Evlerde risk gruplarındaki büyüklerin aşılanması tamamlanmamış, bu sorun yaratmayacak mıdır?
Okulların açılması büyük bir hareketlilik yaratacaktır. Çalışanları aşılamadan, gerekli önlemleri almadan, böyle bir kararın alınmasının yaratacağı sonuçların da iyi hesap edilmesi gerekiyor…
Çin Sınovac aşı şirketinin aracı firmaya bağış olarak verdiği bir milyon doz aşının devlete 12 milyon dolara satılmasını “ticari sır” olarak gören bir anlayışın bu krizi sağlıklı sürdürmesi pek mümkün görünmüyor. Oysa, Hazineden buharlaşan 138 milyar doların sadece bir milyarını aşı için ayırmış olsaydık, bugün 50 milyon insanımızı aşılar, ülkemizi büyük oranda normalleştirmiş olurduk .