Korona salgını nedeniyle okulların kapatılması, salgının yayılmasının önünü almada etkili olduğu için doğru bir karardı. Aynı süreçte hem liselere (LGS)hem de yüksek okullara(YKS) giriş sınavları da -salgının uzun süreceği gerçeğinden hareketle sanırım-temmuz ayına ertelenmişti. Birden ani bir kararla sınavlar yeniden öne alındı. Salgın devam ediyor oysa…
Eğitim sistemimiz eleyici ,ezberci, sınavlara dayalı olduğu için ne yazık ki sınavları yapmadan çocuklarımızı bir üst eğitime yerleştiremiyoruz.
1,5 milyon Ortaokul son sınıf öğrencisi 20 Haziran’da LGS’ye,2 milyon öğrenci de 27-28 Haziran’da YKS’ ye girecekler. Sınava girecek öğrenciler, görevli öğretmenler ve diğer görevliler, öğrencilerin velileri ile öğrencileri sınav yerlerine ulaştıracak kişilerle birlikte yaklaşık 5 milyon kişi birbiriyle harmanlanmış olacak. Bu insanlar sınav sonrası gittikleri evlerde ailelerine virüsü taşıyarak neredeyse tüm toplumu Koronayla buluşturmuş olacaklar!..
Öğrenciler ve veliler sınavların ertelenmesini istiyorlar. Ama yetkililerden ses seda yok. Sadece turizm şirketlerini düşünerek ve öğrencilerin velileriyle birlikte erken tatile çıkmalarını sağlamak için sınavları erkene alma kararını verenler, doğacak sonuçlardan sorumlu olacaklardır.
Her öğretim yılı sonunda ve başında, adına “hizmet içi eğitim” denen, ne işe yaradığı da pek bilinmeyen seminerler yapılır. Tüm öğretmenler bu seminerlere katılmak zorundadır.1 milyon öğretmen bu yıl da seminere çağrılmış durumda. Bu öğretmenlerin evlerinde çocukları, büyükleri ve hastaları var. Sınavlarda olmasa bile bu seminerlerde bulaşı almamaları mümkün görünmüyor. Öğretmenler hizmet içi seminerlerin uzaktan bilgisayar ortamında yapılmasını talep ediyorlar
Bir emekli öğretmen ve risk grubunda birisi olarak, bakanlığın bu konuda duyarlı davranmasını ve seminer çalışmalarının bilgisayar yoluyla uzaktan yapılmasına karar vermesini bekliyor ve talep ediyorum…