İyi Parti Gen Bşk Meral Akşener’in Ankara BB Mansur Yavaş ve İstan BB Ekrem İmamoğlu’nun aday gösterilmesi durumunda onaylayacaklarını söylemesi, İmamoğlu’nun 2 yıl 7 ay hapis ve siyaset yasağı cezasına çarptırılmasının ardından İstanbul Saraçhane’de düzenlenen toplantıya katılması, otobüsün üstüne çıkarak, konuşma yapması, İmamoğlu’na sarılması bazıları tarafından siyasi nezaketsizlik olarak nitelendirilirken, CHP Gen Bşk Kılıçdaroğlu tarafından başka partinin içişlerine karışma olarak değerlendirildi ve karışılmaması gerektiği söylendi.
Habertürk’ten Fatih Altaylı’nın sorusu üzerine İmamoğlu, mahkemenin olumsuz bir karar vermesi durumunda Saraçhane’de toplanma kararının çok önceden alındığını, karardan sonra sosyal medyadan ‘Saraçhane’de toplanıyoruz’ mesajı yayımladığını, ayrıca Kılıçdaroğlu’na ayrıca haber verilmediğini, çünkü toplanılacağını bildiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu ise toplantı kararını sosyal medyadan öğrendiğini, Gelecek Partisi Gen Bşk Ahmet Davutoğlu’nun kendilerini arayarak, İstanbul’a gideceklerini söylemesi üzerine kendilerine teşekkür ederek ‘iyi olur’ dediğini belirtti.
Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere tüm büyükşehir belediye başkanları Millet İttifakı/CHP adayıdır. Adayları Kılıçdaroğlu göstermiş, Akşener de onaylayarak desteklemiş ve seçilmelerinde çok önemli rol oynamıştır.
İYİ Parti’nin desteği çıkarılırsa belki İzmir yine kazanılabilirdi, ancak Ankara, İstanbul, Adana, Antalya, Mersin kesinlikle kazanılamazdı. Bu ne demektir? Büyükşehir adayları sadece CHP’nin değil; aynı zamanda İYİ Parti’nin de adayıdır.
Büyük işleri büyük insanların yaptığı gibi yaptığı işle de insanlar büyür. Yavaş ve İmamoğlu’nu aday gösteren, ittifak kurup destekleyenler neyi mi başardı? Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan ‘İstanbul kaybedilirse Türkiye kaybedilir’ derken, MHP Gen Bşk Bahçeli ‘Ankara ve İstanbul kaybedilirse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meşruiyeti tartışmaya açılır’ dedi. Ölüm-kalım olmasa da var oluş-yok oluş şeklinde değerlendirilen seçimden Millet İttifakı/CHP adayları galip çıktı.
Akşener tarafından belediye başkanlarının cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi ayrı bir konu, ancak Muaviye’nin ‘Ey Ali, Muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!’ dediği gibi kararla mağdur edilmeye çalışılan bir başkanın desteklenmesi başka partinin içişlerine müdahale değil; doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişiyle buluşmadır ki Batı’da kaderin tanımıdır bu.
Makamında otururken, kendisine yazılı olarak getirilen kararı okuyan İmamoğlu ister istemez hüzünlenir hatta efkarlanır, hukukun düştüğü duruma da kendi durumuna da üzülür, gözleri dolar. İşte tam da bu sırada Akşener yerinden kalkar ve İmamoğlu’na sarılır ve her zaman yanında olduğunu söyler ve hissettirir. Kalın bir kabanla ısıtılamayan sıcak bir sarılmayla ısıtılabilir.
Burada kutlama gibi görünen sarılma kutlama değil; derdiyle dertlenme; ‘hemdert’ ve derdine ortak olma, hüznünü paylaşmadır. Akan suyla gözyaşları birbirine karıştığı için, hamamda ağlayanla gülen ayrıt edilemediği gibi burada ‘cezayı sarılarak kutladılar’ şeklinde saçma sapan yorumlar yapıldı. Yapılan ne siyasi nezaketsizlik ne de başka partinin içişlerine karışmadır.
Sorun; Akşener’in orada olması ve İmamoğlu’na sarılması değil; Kılıçdaroğlu’nun orada olmamasıdır. Kılıçdaroğlu Saraçhane’de değil de Almanya’da bulunmasını kararın o gün verilmeyeceğine, böyle bir kararın çıkacağına inanmamasına ve danışmanı Jeremy Rifkin’in ancak o tarihte Almanya’da olacağına bağlıyor.
Herkesin öngördüğü kararı Kılıçdaoğlu ve danışmanları öngörememişse o da Kılıçdaroğlu’nun sorunudur. Atalarımız ‘40 nasihatten daha etkilidir bir musibet’ diyor. Kılıçdaroğlu bu olaydan ders çıkarmalı, kendini yanıltan ve dara ve zora düşüren danışmanlarının hepsini kovmalıdır..
Düşen kaldırılır, ancak kendini yere atan için yapılacak bir şey yok! Kılıçdaroğlu üst üste, peş peşe yaptığı hatalardan Akşener’i sorumlu tutar, ittifak ruhuna aykırı davranırsa sadece kendine değil millete de ağır bedel ödetir.
Sayın yazar tüm yazdıklarınıza katılıyorum ve tebrik ediyorum. Gayet insanı ve ıçten doğal bir samiyeti bu kadar basit bir hale getirmek vicdana sığmaz. Elinize kaleminize sağlık.allaha emanet olun