İsrail, Gazze’de Filistinlilere ‘ya topraklarınız ya canınız’ denilerek çoluk çocuk, kadın erkek katledilirken, Türkiye’de emekliler açlıktan ölüme mahkum ediliyor. Filistinliler bir kere ölürken emekliler her gün ölüyor.
Temmuz zammından yeterince yararlandırılmayan memur emeklileri açlıkla karşı karşıya bırakıldı. Yasa, çalışana hangi iyileştirme yapılıyorsa aynısı emekliye de yansıtılacak dediği halde, emekliler ‘Temmuz’da mağdur edildi, aslanın kediye boğdurulduğu gibi, emekli memur enflasyona ezdirildi. Hem zam oranı olarak mağdur edilirken hem de 8 bin liralık seyyanen zamdan yararlandırılmadı.
Atatürk; ‘Emekli Devletin Aynadaki Kendi Görüntüsüdür’ diyor. Aynadaki görüntü o ülkenin dünyadaki yerini, değerini, medeniyet seviyesini, refah düzeyini gösterir. Nasıl bir ülke olduğu emeklinin halinden belli olur. Emeklilerini açlık sınırının altında yaşatan bir devletin bekası tehlikededir. Emeklisi yaşamayan bir devlet yaşayamaz.
HİLAFET MASAL DEĞİL; GERÇEK
Uzun yıllar irticanın safsata olduğu, aslı astarı olmadığı belirli kesimler tarafından söylendi. Tüm uyarılarımıza rağmen önlem alınmadı ve ’15 Temmuz’ yaşandı. TSK’nın silahları halka doğrultuldu sivil, asker, polis yüzlerce insan can verdi. Uyarılar dikkate alınsaydı hiç bu kadar insan hayatını kaybeder miydi?
2010’da Anayasa değiştirilerek FETÖ/PDY kadroları yargıya, orduya, emniyete, her yere yerleştirildi. Şimdi yine anayasa değiştirilmek isteniyor. Bug3ünkünden daha iyi anayasa yapılmak planlanıyorsa 2010’da neden FETÖ/PDY için anayasa değiştirildi de bugün yapılmak istenenler yapılmadı.
2010’da devlet FETÖ/PDY’ ye teslim edildi şimdi başka cemaat ve tarikatlara teslim edilmenin hesapları yapılıyor. Daha önceki başbakan ve bakanlar da FETÖ ile mücadele için diğer cemaat ve tarikatlardan yardım alınacağı ileri sürülerek öğretmenlerin baypas edileceği açıklanmıştı. MEB 1 milyon 250 bin öğretmenle yapamadığı neyi cemaat ve tarikatlarla yapacak? İmamların okullarda işi ne? Camiler sıfırlandı; cemaatsiz kaldı, bırakın cemaatle namazı beş vakit namaz kılanlar azaldı, deist ve ateistler çoğaldı. Görevini doğru yapan imamlar camide boğazlanıyor.
Atatürk Cumhuriyeti koruyup kollama görevini gençlere vermiştir. Görevini yapan genç tutuklanırken anayasayı ihlal eden genç mağdur gösteriliyor. 10 Kasım’da Atatürk’ün fotoğrafını yakasına yapıştırmaya karşı çıkan teğmen değil; onu uyaran teğmenler açığa alınıyor.
Tüm kanallar, cemaat ve tarikat propagandası yaparken yalnız bir kanal ‘Kızıl Tomurcuklar’ adlı diziyle cemaatlere eleştirel bir gözle baktığı için inanılmaz cezalara çarptırılıyor. Dizinin çekildiği mekanlar kapatılıyor, kanala yayın durdurma ve ödenmesi mümkün olmayan para cezaları veriliyor. Adamlar belgesel yapmıyor; dizi çekiyor. Dizide kendini bulanlar dizinin yayından kaldırılmasını istiyor ve RTÜK talepte bulunan cemaatin bir organıymış gibi talebi yerine getiriyor.
Söz konusu dizinin cezalandırılması tarikat ve adına düpedüz sansürdür. İrtica ve hilafetin ayak sesleridir. Hala sosyal medya tepkileriyle görevinizi yaptığınıza inanıyorsanız sizin aklınıza gelmeyen başınıza gelecektir.